28 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Kime vurdunsa, bi gayrı hak vurdunsa, gidersin boynunu uzatırsın, "Arkadaş, seni incitmişdim ben" der, boynunu uzatırsın. Onun mürüvvetine kalmışdır. İkâbeye ikâbe câiz olur ama sabredersen senin için daha hayırlı olur. Yâhud kimin malını aldınsa götürüp yerine vereceksin, tevdi edeceksin. Bir süt gibidir hemen bozulur İslâm, hîlekârlığı kaldırmaz, nûru hemen kaçar.
Hele kâfir hakkı! "Gavur o, malını alalım" dersen, yarın yevm-i kıyâmetde îmânına sarılacak. Hattâ senin ceddin onlara reâyâ demiş, hakkına riâyet edilen demişdir, hakkına riâyet edilen demişdir. Hattâ seyyidinâ Ömer ibn Hattâb dolaşıyordu, bakdı bir takım insanlar dileniyorlar. Sordu. İslâm'a yakışmayacak bir sıfat, dilencilik ne demek!
Allah'dan gayrından bir şey isteme! Allah'dan iste! Kimden ne istiyorsan, istediğin zâten Allah'dan istiyor. Ona da Allah vermiş, sana da verir. İsteyecek misin? Mâlike'l-mülk'den iste. Mâilke'l-mülk'den iste yani Allah'dan iste!
Hazret-i Ömer, "Bunlar bu şekilde niye dileniyorlar?" dedi. Dediler ki, "Efendim, bunlar gayr-ı müslimlerdir. Çalışamıyorlar ve vergi veremiyorlar, yiyeceklerini dilenerek çıkarıyorlar". Hazret-i Ömer dedi ki, "Bunlar vaktiyle çalışdılar, vergilerini yani haraçlarını aldınız, şimdi çalışamaz durumdayken dilendirecek misiniz? Bunları beytü'l-mâl-i müslimîne yazdırın. Ayıpdır dilendirmeyin" dedi. Ve nitekim de dilendirmemişdir.