Kiminle Oturup Kalkmalıyız?

4 Ekim 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Ehlullah

Büyük velîlerden Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri kendisine, "Kiminle oturup kalkayım, kiminle görüşeyim" diye soran birisine şu cevâbı vermişdir :

Kendisini gördüğünde sana Allah'ı hatırlatan biriyle oturup kalkmalısın. Öyle ki onun heybeti senin içine yerleşir, onunla konuşmak senin amelini artırır, onun ameli ise dünyayı senin gözünde değersizleştirir. Onun yakınındayken Allah'a âsî olmazsın. O sana diliyle değil, davranışlarıyla ve hâliyle tavsiyede bulunur. Şu da seni şaşırtmasın, onun diliyle seni yönlendirdiği bir işi, bir ameli, kendisi yapmıyor olabilir. Çünkü kâmil insan, bulunduğu hâlin icâbına göre hareket eder. O iş, senin durumundaki birisi için gereklidir de, onun durumundaki birisi için gerekli değildir. Bu sebeble onu diliyle söyler, o işi yapmanı ister tâ ki hâlin düzelsin.

Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri, bu beyânıyla mürşid-i kâmili tarif etmişdir. Gerçek mürşid, insana Allah'a hatırlatır. O'nun huzûrunda bulunmak zikrullahdan farksızdır. O huzûrda insanın aklına bir fenâlık gelmez. Gerçek mürşidler mehâbetlidir. Böyle bir zât, ufak tefek, zayıf nahif bile olsa, heybetli görünür, huzûrunda bulunanlar ondan çekinirler, korkarlar. Gerçek mürşid sözle değil özle, kâl ile değil hâl ile irşâd eder. Zîrâ mürşid, hâl sâhibidir, onunla hemhâl olan, onun hâlini alır. Hâl lafla olmaz. Mürşid, bazen nasîhatlarıyla da sâliki irşâd eder. Bu nasîhatlar, sâlikin derecesine göre söylenir, mürşidin derecesine göre değil. Mesele mürşid sâlikine nâfile oruç tutturur ama kendi tutmaz. Bunu bilmeyen bir sâlik yanılabilir, "Efendi kendisi tutmuyor, bize tutturuyor, bu nasıl iş" diye şaşırabilir. Bilmez ki o oruç, ya da her ne ise o amel sâlik için gereklidir, mürşid için değil.

Anlar isen sana edem bir hitâb
Dinle sözüm oldun ise müstetâb
Sâlik isen mürşidine teslîm ol
Her ne nutk etse o-dürür hem savâb
'İlm ü 'aklın terk edüp anı gözet
Deme sakın bu hatâdır bu sevâb
Ne doğarsa mürşidinden hak odur
Zîra anın gönlü olmuş bu kitâb
Listeye geri dön