Kitâbu Âdâbi's-Semâ' Ve'l-Vecd - İmâm Gazâlî

23 Şubat 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

İhyau Ulumiddin

Mûsıkî ve semâ' hakkında yazılmış en güzel, en faydalı eserlerden biri hiç şübhe yok ki İmâm Gazâlî'nin muhalled eseri İhyâu Ulûmuddîn'deki "Kitabu Adabi's-Semâ' Ve'l-Vecd" başlıklı bölümdür. Gerek hacmi gerek ihâtası itibariyle koca bir kitâba muâdil olan bu bölümde, güzel ses, mûsıkî, şiir, tegannî, semâ' ve vecd gibi konular enine boyuna incelenmiş, hiç bir eksik taraf bırakılmamış, meseleler tamâmen aydınlatılmışdır.

İmâm Gazâlî, diğer bütün bahsilerde takîb etdiği usûlu mûsıkî ve semâ' bahsinde de takîb etmiş, meseleyi önce Kur`ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîfler ışığında ele almış, Hazret-i Peygamber'in hayâtından misâller vermiş, sonra da hem ashâb-ı kirâmın hem de onların yolundan giden selef-i sâlihînin ve evliyâullahın hayâtlarından, sözlerinden delîller getirerek sözlerini senedlendirmişdir.

Eser, yalnız bilgiyle değil, aynı zamanda hikmetle doludur. Pek vecîz ifâdelerle dolu olan en başkdaki hamdele kısmı, bunun işâretlerini vermekdedir : 

Hamd, Allah'a mahsûsdur. O Allah ki, dostlarının gönüllerini muhabbet ateşi ile öyle dağladı ki, himmet ve rûhlarını O'na mülâkât ve  O'nun cemâlini müşâhede ile kendisine öyle bağladı ki, basar ve basiretlerini kendi cemâlini düşünmeğe öyle hasretdi ki, vuslat zevki ile hepsi sarhoş, azamet ve celâlini düşünmekden hepsi mest u hayrân olup kâinatda Allah'dan başka bir şey görmez, dünyâ ve âhiretde O'ndan başka bir şey düşünmez oldular. Gözlerine bir sûret gözükünce, gönülleri onları yaradana döndü. Kulaklarına bir ses gelince, gönülleri mahbûblarını hatırladı. Kendilerini rahatsız edici ve üzücü bir ses duyduklarında şikâyetlerini O'na yapar, derdlerini O'na arzeder oldular. Kendilerini  neşelendirip harekete geçiren güzel sesler duydukları zaman da neşelerini O'ndan bildiler, hevesleri O'na, coşmaları O'nun için ve hareketleri O'nun rızâsı etrâfında dönmek oldu. Öyle ki başka bir şeye kıymet vermez, hep O'ndan duyar ve hep O'nu dinler oldular. Göz ve kulakları başkasına kapandı. İşte Allahu Teâlâ'nın iyi kulları arasından seçip kendisine husûsî dost edindiği kimseler de bunlardır. 

Müellif giriş kısmında, bu bölümün maksadını ve muhtevâsını şöyle beyân etmekdedir :

Bilmiş ol ki, gönüller, sırların hazîneleri ve cevherlerin madenleridir. Demir ile taşda ateşin saklandığı, toprak altında suların gizlendiği gibi, gönüllerde de cevherler gizlidir. Demirin taşa vurması ile ateşin meydana çıkması gibi bu gizli sırları açığa çıkarmak ve bu derinliğe yol bulmak da ancak semâ' çakmağını çakmakla mümkündür. İnsana zevk veren âhenkli nağmeler, gönüllerde saklı olan güzellik veya çirkinlikleri açığa çıkarır. Her bardak içinde olanı gösterdiği gibi, semâ' hâlinde de kişinin içinde ne var ise dışına o çıkar. Semâ', kalbin gerçek mihengi ve konuşan bir ayarıdır. Semâ', kalbe ulaşınca, kalbde gâlib olan ne ise, onu harekete geçirir. Vaktâ ki gönüller, tabîatleri îcâbı duyduklarına itâat edip, gizlediklerini açığa çıkarır, iyilik veyâ kötülüklerini ortaya koyar oldular. Bu vaziyet karşısında, semâ' ve vecdi açıklayarak, onlardaki fayda ve âfetleri, bunlarda müstehab olan âdâb ve hey'etleri ve bunlar hakkında ulemânın "günahdır" veyâ "mubâhdır" gibi sözlerini îzâh etmemiz şart olmuşdur.  İşte biz de bunları iki bâbda anlatacağız.

Mûsıkî ve semâ' bahsini merâk eden ve bunlarla alâkalı meseleleri etrâfını câmi ağyârını mâni olarak öğrenmek isteyenlere, bu eseri mutlakâ okumalarını tavsiye ederim. Sırf bu bahsi okumak için dört cildlik kitabı alamam diyenler de hiç üzülmesinler. Şu bağlantıyı kullanarak esere kolayca erişebilir, dilerseniz PDF dilerseniz text dosyası olarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Her semâ'ı sanma kim şeytânîdir
Bil semâ'-ı ehl-i dil rahmânîdir
Kim semâ'-ı evliyânın münkiri
Râh-i Hakk'ın bil ki oldur müdbiri
Listeye geri dön