Ko Hevâyı Olagör Ehl-i Salâh
23 Aralık 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
ve
ÎZÂHI
Ko hevâyı olagör ehl-i salâh
Tâ'at-ı Hakk'dır çü miftâh-ı necâh
Sakın nefsine kul olma, Allah'a kul ol. Nefsinin arzularına tâbi' olan hem dünyâda hem âhiretde rezîlve rüsvây olur. Hakk'a kul olan iki cihânda da sultân olur.
Sakın nefsine kul olma, Allah'a kul ol. Nefsinin arzularına tâbi' olan hem dünyâda hem âhiretde rezîlve rüsvây olur. Hakk'a kul olan iki cihânda da sultân olur.
Zulmet-i nefsi geçen bulur hayât
Çün gece âhir ola olur sabâh
Ebedî saadete erişmek için, nefs zulmetinden kurtulmak lâzımdır. Zîrâ nefs-i emmâre insanı hep kötülüğe sevkeder, o kötülükler de insanı cehenneme götürür. Nefsine mahkûm olanlar sanki karanlık bir zindanda hapsolmuş gibidir. Bu zindandan kurtulmanın tek çâresi, mücâhede ederek, nefsin şeytânî sıfatlarından kurtulmakdır. Nefsini ıslâh eden kişi tecelliyât-ı ilâhî nûrları ile hürriyete ve aydınlığa kavuşur, gönlünde ma'rifet nûrları parlamaya başlar.
Ger mücâhid fî sebîlillâh isen
Hâlikı zikr et odur hayr-ı salâh
Allah yolunda nefs ile mücâhedeye başlayan kimsenin en büyük yardımcısı zikrullahdır. Sâlikin bütün derdlerinin devâsı zikrullahdadır. Zikrullaha devam eden sâlik, maksadına tez vakitde erişir. Bu zikir sadece lisân ile yapılan zikirden ibâret değildir. Asıl zikir Allah'ı her hâl ve şartda unutmamakdır. Yani zikrullahdan maksad kalbin devamlı Allah ile meşgûl olmasıdır.
Allah yolunda nefs ile mücâhedeye başlayan kimsenin en büyük yardımcısı zikrullahdır. Sâlikin bütün derdlerinin devâsı zikrullahdadır. Zikrullaha devam eden sâlik, maksadına tez vakitde erişir. Bu zikir sadece lisân ile yapılan zikirden ibâret değildir. Asıl zikir Allah'ı her hâl ve şartda unutmamakdır. Yani zikrullahdan maksad kalbin devamlı Allah ile meşgûl olmasıdır.
Leyse lil insâni illâ mâ se'â
Fectehid fillâhi in şi'te'l-felâh
İnsan ne yaparsa kendine yapar. "Leyse lil insâni illâ mâ se'â" âyet-i kerîmesi de bu hakîkati beyân eder. Çalışan kazanır. Belki her çalışan da kazanamaz ama kazananlar mutlaka çalışanlardır. Sâlike düşen Hakk yolunda nefs ile mücâhede ederken sabır ve sebât üzere olmakdır. "وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ" âyet-i kerîmesi, Hakk yolunda yaptıkları mücâhedede sabr u sebât edenlerin, muhakkak Hakk'ın inâyetine nâil olacaklarını müjdelemekdedir.
İnsan ne yaparsa kendine yapar. "Leyse lil insâni illâ mâ se'â" âyet-i kerîmesi de bu hakîkati beyân eder. Çalışan kazanır. Belki her çalışan da kazanamaz ama kazananlar mutlaka çalışanlardır. Sâlike düşen Hakk yolunda nefs ile mücâhede ederken sabır ve sebât üzere olmakdır. "وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ" âyet-i kerîmesi, Hakk yolunda yaptıkları mücâhedede sabr u sebât edenlerin, muhakkak Hakk'ın inâyetine nâil olacaklarını müjdelemekdedir.
Ey Hüdâyî Hakk'ı zikr et dâimâ
Tâ ki sadra hâsıl ola inşirâh
Sâlik seyr-i sülûk tabir edilen bu mücâhede esnâsında bir çok zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaşır. Fakat bütün bu zorluklar hep zikrullah ile aşılır. Allah kendisini zikreden kulunu yalnız bırakmaz. Sûre-i İnşirâh'da da beyân edildiği üzere, Allah, kendi yolunda yürüyen sâliklerin yüklerini hafifletir, bir zorluğa iki kolaylık ihsân eder ve sâlikin kalbine inşirah verir. Hakk'ın yardımı ile her zorluğu aşan sâlik yeni bir mücâhede şevki kazanır ve yolculuğuna o şevk ile devam eder. Aşk ile, şevk ile yola devâm eden, Hakk'ın inâyeti ile er ya da geç vuslata nâil olur.
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddeallahu Sırrahu'l-Âlî