Koca Râgıb Paşa'nın Şâir Haşmet'le Karşılaşması

26 Şubat 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretleri, büyük devlet adamı Koca Râgıb Paşa'nın meşhûr Şâir Haşmet'le ilk karşılaşma hikâyesini şöyle anlatırlardı :  

Koca Râgıb Paşa bir yere giderken yolda ufak bir çocuğun ağladığını ve yerlere bakındığını görmüş...Hemen çocuğun yanına gidip başını okşayarak sormuş :
Oğlum niye ağlıyorsun?...
Çocuk şu cevâbı vermiş :
Annem tuz almak için bir metelik verdi, bakkala gönderdi, onu düşürüp kaybettim... Eğer bulamazsam annem beni çok fenâ paylayıp, dayak atacak...Bunun için ağlıyorum...
Koca Râgıb Paşa "Evlâdım hiç 10 para için ağlanır mı?..." deyince çocuk, onun hiç beklemediği şu cevâbı vermiş :
Tabii sizin gibiler böyle küçük şeyler için ağlamaz...Bir kova su, bir deve için bir yudum sudur ama bir karınca için büyük bir ummandır...Biz karınca gibiyiz, bir metelik bizim için büyük paradır ama sizin için hiçbir kıymeti yokdur...
Koca Râgıb Paşa çocuğun hiç beklenmedik bu nükteli cevâbına karşı, hemen elini kesesine atarak, onu şu şekilde teskîn etmeğe çalışmış :

"Al ben sana beş kuruş vereyim, ağlama artık..."

Çocuk Koca Râgıb Paşa'nın bu ihsânına karşılık yine hiç beklenmedik bir karşılık vermiş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmiş :

Çocuk : Ben bu parayı alalam

Râgıb Paşa : Neden?

Çocuk : Çünkü annem bana "ben sana 10 para vermişdim, sen bu parayı nereden buldun?" diye sorar...

Râgıb Paşa : Doğru, haklısın...Sen annene de ki, "Ben senin verdiğin meteliği kaybetmişdim, ağlıyordum...O sırada Sadrazam Koca Râgıb Paşa oradan geçiyormuş, benim ağladığımı görünce, gelip bana niye ağladığımı sordu...Ben de parayı kaybettiğimi söyleyince Paşa çıkardı bana beş kuruş verdi"...Böyle dersen annen sana inanır, hiç kızmaz...

Çocuk : Böyle dersem hiç inanmaz...

Râgıb Paşa : Neden?

Çocuk : "Koooskoca Osmanlı Devletinin sadrazamı, adama beş kuruş mu verir?" der ve hiç inanmaz...Buna imkân var mı?

Râgıb Paşa çocuğun zekâsına ve nüktedânlığına hayrân olmuş ve kolundan tutup oturduğu evin kapısına kadar gelmiş...Kapıyı açan çocuğun annesine kendisini tanıtarak, çocuğu kendi himâyesinde yetiştirmesi için izin vermesini istemiş...Tabii kadıncağız sevinerek izin vermiş...İşte meşhûr Hâşmet, böylece daha çocuk yaşda Koca Râgıb Paşa'nın himâyesine girerek, yetişmiş ve Şâir Haşmet olmuş...


www.muzafferozak.com



KISSADAN HİSSE


Bize göre bu kıssadan alınacak en önemli ders şudur :

İnsanın isti'dâd ve kabiliyyetleri daha çocukken belli olur...Eğer çocuğun tavır ve hareketleri iyi gözlenir ve bu kabiliyyetler doğru tesbit edilir ve çocuğa ona göre eğitim verilirse, ilerde çok başarılı olur, vatana-millete hatta bütün insanlığa hizmet ederek tarihe bile geçecek işlere muvaffak olur...Bazen ailesi, çocuğun kabiliyyetinin farkına varsa bile maddi imkânı olmadığı için ona gereken eğitimi veremeyebilir, o zaman iş devlete, o milletin ekâbir ve zenginlerine düşer...Bu gibi çocukları alıp yetiştirmek sûretiyle büyük adamlar yetiştirmiş olurlar ki devletin ve milletin bekâsı da ancak böyle sağlanır...

Efendi Hazretleri bu hakîkate işâret ederek hep "Çocuğun ne ile oynadığına bakarak isti'dâdını öğrenmeli ve ona göre meslek sâhibi yapmalıdır ki çocuk muvaffak olsun" buyururlardı...
Listeye geri dön