Köpeğin Sebeb Olduğu Açlık

10 Ekim 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Vahdet
Muzaffer Efendi Hazretlerinin ibretli hâtıralarından biri de şudur. Buyurmuşlardı ki :
Said Halîm Paşa'nın Alemdağ'daki çiftliğinde mezat vardı. Satılacak kitaplara kıymet biçmek için bizi çağırdılar. Üsküdar'la çifliğin bulunduğu yerin arası yarım saat kadar sürüyor. Sahaflardaki esnaf hep beraber oraya gittik. Giderken önce Üsküdar'da yemek yedik, karnımızı güzelce doyurduk. Yola çıktık, Alemdağ'a geldiğimizde karnım öyle acıkdı ki, sanki iki gün üç gün hiç bir şey yememiş gibiyim, ağzımdan acı sular geliyor, halsizlikden nerdeyse bayılacağım, o derece acıkdım. Kitapçılardan Arslan Bey'e ricâ ettim, dedim ki "Benim hiç hâlim yok, gidemeyeceğim, sana zahmet şuradaki köyden bana biraz ekmek alıver, parasını da ver çünkü bu köylüler fakir insanlardır". Arslan Bey şaşırdı, "Allah Allah! Daha yeni yemek yedik, sen nasıl acıkdın?" dedi. Ben de "Ne bileyim, ben de anlayamadım, çıkamadım bu işin içinden" diye cevap verdim. Arslan Bey gitmiş, bir köylünün kapısını çalmış, parayı uzatmış, ekmek istemiş. Köylü "Burası fırın değil" diyerek parayı kabûl etmemiş, ekmek verdiği gibi bir de yanında yoğurt da vermiş. Arslan Bey ekmekle yoğurdu getirince hâkimden yemek için birkaç dakîka bana izin vermesini istedim. Dışarı çıktım, tam elimi ekmeğe uzattığım anda otların arasından bir köpek çıktı. Nasıl bir köpek biliyor musunuz? Kemikleri birbirine geçmiş, bir deri bir kemik. Önüme dikildi. Hemen ekmeği onun önüne koydum. O ekmeği yedi benim karnım doydu. Cenâb-ı Hakk'ın kudretine bak! O hayvanın dili yok ki ekmek istesin. Allah o hayvanın açlığını bana verdi, o hayvana vereyim diye, bana ekmek getirtti.
Efendi Hazretleri bu hâdiseyi anlattıktan sonra buyurdular ki :
Bunu hocamın anlattığı şu hâtıra ile kıyâs ettim. Hocam diyor ki, "Medresede kaldığım günlerde, bir gece çok şiddetli bir karın ağrısı ile uyandım. Meğerse odada bir kedi sıkışmış, dışarı çıkmak istiyormuş. Ben kapıyı açtım, kedi dışarı fırladı, benim de karnımın ağrısı o anda geçti".
Efendi Hazretlerinin ve hocasının başına gelen bu hâdiseler tasavvufun en derin mes'elesi olan "VAHDET"le ilgilidir. Bu mes'elenin îzâhı çok uzun sürer, o îzâhın yeri de burası olmadığı için bu kadarla yetiniyoruz.

Allah birdir iki cihân vahdet üzredir
İbret gözüyle bak hele bir kerre yek ten ol
Terk eyle mâsivâyı gözet sırr-ı vahdeti
Benlik hayâlin eyleme zinhâr sen sen ol

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön