İyiliğe iyilik her kişinin işi
Kötülüğe kötülük şer kişinin işi
Kötülüğe iyilik er kişinin işi
Yapılan bir kötülüğe karşı takınılabilecek tavırları sıralayıp her birinin değerlendirmesini yaparsak, bu tavsiyelerin hikmetini daha iyi anlayacağız :
- Kötülük yapana fazlasıyla karşılık vermek : Haddi aşmakdır, kul hakkına girmekdir, zulümdür. Üstelik büyük ihtimalle o kişi de bunun altında kalmayacağı için mücâdele büyüyecek kim bilir işin sonu nereye varacakdır. En vahîm durum budur.
- Kötülük yapana misliyle karşılık vermek : Yapılana aynı ölçüde karşılık vermek câizdir, buna izin verilmişdir ama bunda da ölçüyü kaçırma tehlikesi vardır. Zîrâ kötülüklerin çoğu terâzî ile tartılabilecek şeyler değildir. Bir tokata bir tokatla karşılık vermeğe kalksan şiddetini nasıl ayarlayacaksın? Üstelik bu durumda kavganın büyüme ihtimâli de vardır.
- Kötülük yapana karşılık vermeyip sabretmek : Bu da iki türlüdür. Kişi kendisine yapılan kötülüğe hiçbir karşılık vermeyip sabrettiği halde kötülüğü yapana kin ve nefret duyarsa ehven-i şerdir ama makbûl değildir. Makbûl olan sabr-ı cemîl ile sabretmek yani başına geleni Allah'dan bilmek ve yapana da kîn beslememek ve o kişiyi affetmekdir. Bunun faydası çokdur. Nitekim yukarıdaki âyet-i kerîmede beyân olunmuşdur.
- Yapılan kötülüğe karşılık vermeyip, sabr-ı cemîl ile karşılamak, kötülüğü yapana kin tutmamak, onu affetmek. Bununla da kalmayıp o kişiye ikrâm ve ihsânda bulunmak. Bu en üst mertebedir ki Resûl-i Ekrem Efendimizin ve O'nun vârisleri olan evliyâullahın yolu budur.