Malûmunuz, büyük câmilerin ve özellikle de selâtîn câmilerin ana kubbeleri pek ihtişâmlıdır. Bu büyük kubbeleri inşâ etmenin mi'mârî açıdan zorlukları bir tarafa tezyînâtı da ayrı bir mes'eledir. Düz bir zemînde bile yapılması büyük mahâret isteyen son derece girift süslemeleri ve istifli yazıları eğri bir zemîne tatbîk etmek, üstelik bu işi oturduğunuz yerde değil de kubbeye çıkarak iki büklüm vaziyetde yapabilmek çok büyük ustalık ister.
Bunca zorluğa katlanılarak inşâ ve tezyîn edilen bu ihtişamlı kubbeler, gökkubbeyi remzeder. Kubbe tezyînâtında çokça kullanılan mavi renk, gökyüzünün maviliğini temsîl eder. Tezyînâtda kullanılan desenler ekseriyetle bulutları andırır. Yaldızlı süslemeler yıldızları temsîl eder. Merkezdeki altın renkli dâireler güneşi remzeder.
Ecdâdımız, gökkubeyi remzeden kubbelere Kur`ân-ı Kerîm'den âyetler de yazmışlardır. Hüsn-i hat san'atının şâheserleri olan kubbe yazılarında en çok tercîh edilen âyet-i kerîme, "Allahu nûrus semâvâti vel ard/Allah göklerin ve yerin nûrudur" diye başlayan meşhûr nûr âyetidir. Kubbe için bu âyet-i kerîmenin seçilmesi hakîkaten çok mânidardır. Kubbe tezyînâtında kullanılan diğer âyetler de ekseriyâ semâvât yani gökler hakkındadır.