Kudsiyyetü'l-Ahbâr fî Mevlidi Ahmedi'l-Muhtâr - Mehmed Fevzi Efendi

13 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Rebiulevvel

BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Açdı bismillah tevhîd gülleri
Hamdülillah ötdü 'aşk bülbülleri

Sünbül ü şebboy-i pâk-i es-salât
Bu meşâmm-ı câna verdi râyihat

Âl ü ezvâc hem de ashâb-ı kirâm
Mazhar oldular rızâya subh u şâm

Başlamazdan maksada en ibtidâ
Ola bir müjdem kelâma mübtedâ

Mevlid-i pâki okursa bir kişi
Ol sene âsân gelir her bir işi

Hem de gelmez ona aslâ bir belâ
Hem dahi bir derde olmaz mübtelâ

Her ne maksûdu olursa çok u az
Lutf eder ihsân eder ol bî-niyâz

Dinleyenler dahi onu bi's-selâm
Mutlak olur nâil-i kâm u merâm

Ol ki geldi rahmeten-li'l-âlemîn
Olur elbette muhibbi kâm-bin

Müjde-i mezkûrun ancak şartı var
Evvelâ îmânın ola üstüvâr

Sâniyen tut şer'-i pâki muktedâ
Sünnet-i tâb-nâke kıl hem iktidâ

Ger hilâfında isen bunun hemân
Tevbe et tâ olmaya hâlin yamân

NA'T-I ŞERÎF

Gel olunmakda tilâvet 'âşıka
Mevlid-i pâk-i Muhammed Mustafâ

İstimâ' et mevlid-i pâkin anın
Cân ü dil bulsun semâ'ıyla safâ

Nûr-i vechi kıldı pür-nûr 'âlemi
Verdi hem âyîne-i kalbe cilâ

Sen de her bâr eyle takdîm-i salât
Tâ şefâ'at eylesin rûz-i cezâ

Fevzî-veş eyle tevessül rûz u şeb
Hürmetiyçün müstecâb olsun duâ

Çün cihânın intizâmına bütün
Şer'-i pâkidir onun üss ü sütûn

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Can ü dilden es-salâtü ve's-selâm

Ba'dezâ hâzır cemâ'atden recâ
Bu fakîre edeler hayır duâ

Diyeler kim yâ ilâhi işbu kul
Bula savb-ı kâmına hüsn-i vusûl

Sahn-ı sıhhatde mukîm olsun hemîn
Hem de olsun cümle havfından emîn

Şevk u şâd ile 'ibadetde ola
Rûz u şeb Mevlâ'ya tâ'atde ola

Nefs ü şeytân ü hasûdândan masûn
Ola hem de görmeye raybe'l-menûn

Son nefesde ola îmânı karîn
Cennet ola kendine zîr-i zemîn

Olmağa bûy-ı icâbet fâyiha
Edelim bir kez tilâvet Fâtiha

Lillahi'l-Fâtiha

İbtidâ ol zât-ı Hallâk-ı cihân
Bâsıt-ı arz râfi'-i heft-âsümân

Aldı dest-i kudrete bir kabza nûr
Ol Muhammed dedi oldu bâ-sürûr

Çünkü Hakk ol nûra böyle söyledi
Ol dahi secde edüp hamd eyledi

Der-'akab Hakk kıldı ol nûra hitâb
Senden alır nûru şems ü mâhitâb

Ben seni bunun için halk eyledim
Medhini yüz dört kitâbda söyledim

Mebde' oldu cümle envâra bu nûr
Tâ ki etdi Hazret-i Âdem zuhûr

NA'T-I ŞERÎF

Bârekallah dü cihânın serveri
Hakk Te'âlâ'nın azîz peygamberi

Hû-yı hoş-bûyundan aldı bûyunu
Şu cihânın sünbül ü verd-i teri

Mihr-i pâk-i mevlidinden aldılar
Şems ü mâh rûyundaki nûr u feri

Gerçi kadrin bilmedi gâfil olan
Etdi kurbân 'âkılân cân u seri

Kıl şefâ'at yâ Habîballah amân
Eyle tahlîs Fevzî-i 'isyân-geri

Sonra nakl etdi bu nûru Hakk hemân
Tâ ki oldu zahr-ı Âdem'de 'ayân

Sonra bâ-emr-i şerîf-i Girdgâr
Cebhesinde Âdem'in etdi karâr

Hayli dem tesbîhe oldu müştagil
Sonra oldu parmağında müşte'il

Tâ ki Havvâ ile kıldı izdivâc
Cebhe-i Havvâ'da nûr oldu sirâc

Hâsılı hep tâhirînden tâhire
Nakl ile oldu alâmât zâhire

Etdi Abdullah'a encâm intikâl
Artdı kendisindeki hüsn ü cemâl

Hikmet-i Hakk bir gün Abdullah hemân
Yalınızca oldu bir dağa revân

 Hazret-i Âmine'nin de vâlidi
Zirvesinde ol dağın nâzır idi

Bir de bir cemm-i gafîr kavm-i Yahûd
Hışm ile ol dağa etdiler su'ûd

Ya'ni Abdullah'ı katl etmek içün
Kasd edüp de gitdiler dağa bütün

 Der-'akab geldi cuyûş-ı ît-şümâr
Etdiler ol kâfirîni târ ü mâr

Ya'ni sell-i seyf edüp katl etdiler
Kalmayup hiç bir Yahudi bitdiler

Olduğundan kâffesi ol ceyşin melek
Yine tekrar gitdiler tâ-be-felek

 Gördü anı Âmine'nin vâlidi
Bu değil illâ kerâmetdir dedi

Tâ ki geldi zevcesinin yanına
Dedi Abdullah'ın olsun Âmine

Hem ifâde eyledi hep gördüğün
Ya'ni Abdullah'a imdâd erdiğin

Zevcesiyle bi'l-ma'iyye gidtiler
Ol Resûl'ün ceddine arz etdiler

NA'T-I ŞERÎF

 Gerç-i bâlâ-yi serinde bir sehâb
Oldu hurşîd ile beyninde hicâb

Liyk hikmet sâyebân olmak değil
Anca şerm eylerdi ondan âfitâb

Ol sebebden hâil oldu ol bulut
Kim yüzünde tutmasın gün bir nikâb

Öyle bir sultân-ı kevneyndir o kim
Hâk-i na'lin kühl edindi nüh-kubâb

Yâ Resulallah dahîlek ol şefî'
Fevzî'ye tâ kim olunsun feth-i bâb

NA'T-I ŞERÎF

Sen Efendim tende cânımsın benim
Dü cihânda mihribânımsın benim

Çünkü zâtın bî-mira ey dost-ı Hakk
Rehber-i sû-yi cinânımsın benim

'Afv-ı cürm için şefâ'at eyleyen
Bâ'is-i emn ü emânımsın benim

Yâ Habîballah dahîlek tut elim
Lutf ile imdâd-resânımsın benim

İftihârdır Fevzî'ye çün hizmetin
Ya şefî' 'izz ü şânımsın benim

Bu niyâzı ol dahi kıldı kabûl
'Akd olundu hâsıl-ı Ümmü'r-Resûl

İbtidâki Cum'a-i Mâh-ı Receb
Gicesinde ol eb-i hayrü'n-neseb

Etdiği anda zifâf-ı pür-sürûr
Âmine'ye intikâl etdi o nûr

Ya'ni hâmil oldu ol 'iffet-meâb
Buldu rahmi ol şerefle âb ü tâb

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Cân ü dilden es-salatü ve's-selâm

Çok acâib şey zuhûr etdi o ân
Şöyle kim envâr ile doldu cihân

Hem Kureyş'in söyledi hayvanları
Haml-i pâki kıldı tebşîr dilleri

Huşk u deryâda vuhûş u mahiler
Hak Muhammed oldu mahmûl dediler

Ol zamân şâhânının hep tahtları
Oldu menkus döndü nahse bahtları

Hem de ahres oldu şâhân ol gice
Bilmediler hâlleri oldu nice

Hem dedi ol kân-ı 'ismet Âmine
Şol zaman k'oldum Resûlü zâmine

Mekke'den Şam-ı şerîfin evleri
Dahi etrâfındaki hep köyleri

Bil göründü bana oldu âşikâr
Cümlesi ha-kudret-i Perverdigar

Bir dahi işbu hikâyet kim gelir
Ağreb-i ahvâlden ma'dûd olur

Çıkdı şeytan Bû-Kubeys'in dağına
Sayha etdi soluna hem sağına

Duydular cümle şeyâtîn geldiler
Bâ'is-i sayha ne imiş bildiler

NA'T-I ŞERÎF

Bize dâreynde kâfîdir şu ni'met
Ki olduk Seyyidü'l-Kevneyn'e ümmet

Bize ferden şefî'dir dost-ı Hudâ
Ba'îd mi olsa me'vâ bize cennet

Eyâ sultân-ı mâ evhâ sahîhan
Sana hizmet ne devletdir ne devlet

Bizim mâdâm cenâbındır ****
Erişmez bizlere dâreynde zillet

'Aceb mi ümmetin Fevzî efendim
Bulursa feyz ile fahr u meserret


Çün dedi kim onlara dîv-i la'în
İşbu şeb ol sâdıku'l-va'dü'l-emîn

Geldi rahm-i mâderine bî-dürûğ
'An-karîb doğar olur halk pür-fürûğ

Şer'-i pâki 'âlemi pür-nûr eder
Zulmet-i küfrü Harem'den dûr eder

İşbu hâlât bir belâdır bizlere
Emr ü tenbîhim budur kim sizlere

Gidiniz hep ümmetinden herkese
Dâim edin türlü türlü vesvese

Tâ ki tâbi' olmasınlar şer'ine
Uymasınlar aslına hem fer'ine

Nâr-ı düzahda beraber yanalım
Cümleten mâ-i hamîme kanalım

İşte böyle etdiler kavl ü karâr
Sen de Bismillah ki etsinler firâr

Dedi tekrâr mâder-i Hayrü'l-Beşer
Ümm-i pâki sâhib-i şakku'l-kamer

İbtidâki ayda bâ-emr-i Celîl
Geldi bir zât kâmeti gâyet tavîl

Dedi müjde ey Muhammed ânesi
Çünkü hamlin 'âlemin bir dânesi

Ben dedim sen kimsin ey âlî-cenâb
Dedi Âdem ismim ey 'iffet-meâb

Mâh-ı sânîde yine geldi biri
Kıldı tebşîr bana ol mehpeykeri

Ben dedim siz kimsiniz ey müjde-gâr
Dedi nâmım Şît'dir ey ferruh-nigâr

Mâh-ı sâlisde biri geldi yine
Dedi müjde sana kim yâ Âmine

Haml-i pâkindir Muhammed Mustafâ
Doğduğunda bulur 'âlemler safâ

Ben dedim sen kimsin ey sâhib-fütûh
Dedi namımdır Neciyyullah Nûh

İLÂHİ

Dîde rûşen dense bu dehre sezâ
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ
Mâh-ı Mevlid oldu zî-kadr ü bahâ
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ

N'ola fahr etse şuhûra işbu mâh
Esse bâd-ı bâğ-ı firdevs subh-gâh
Yıkanup pâk olsa her kalb-i siyâh
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ

Her münâfık eylesin terk-i nifâk
Eyleyüp şer'-i şerîfde ittifâk
Bundadır zîrâ selâmet bâ-vifâk
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ

Subh u şâm şâdân ü handân olalım
'Âmil-i fermân-ı Kur'ân olalım
Tâlib-i cennât-ı rıdvân olalım
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ

Fevzî lâbüd terk-i âlâm eylesin
İntizâr-ı lutf u in'âm eylesin
Hamd ü şükr-i menn-i mün'âm eylesin
Doğdu çünkü nûr Muhammed Mustafâ


Mâh-ı râbi'de biri geldi bana
Dedi olsun iki gözün rûşenâ

Çünkü hamlindir Nebiy-yi Zü'l-Kerem
Rûz-i mahşerde şefî'-i muhterem

Ben dedim sen kimsin ey hayre'l-celîs
Dedi İdris ismim ey hayre'l-enîs

Mâh-ı hâmisde biri etdi zuhûr
Verdi tebşîr u selâm ile sürûr

Ben dedim sen kimsin ey 'abde'l-Vedûd
Dedi nâmım enbiyâ beyninde Hûd

Mâh-ı sâdisde biri verdi selâm
Müjde vâdisinde etdi hoş kelâm

Ben dedim sen kimsin ey mislü'l-kamer
Dedi ben İbrâhim'em ey nûr u fer

Mâh-ı sabi'de biri çok müjdeler
Etdi dedi rûşen olsun dîdeler

Ben dedim sen kimsin ey sâhib-edeb
Dedi ben İsmâil'em ki bü'l-'Arab

Mâh-ı sâminde biri verdi selâm
Eyledi tebrîk ile tebşîr-i kâm

Ben dedim sen kimsin ey zât-ı kerîm
Dedi ismim oldu Mûsâ-yı Kelîm

Mâh-ı tâsi'de biri geldi hemân
Sad hezârân müjde etdi bâ-lisân

Ben de isminden suâl etdim hemîn
Dedi 'Îsâ ismim ey Ümmü'l-Emîn

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Cân ü dilden es-salatü ve's-selâm

Ba'de-zâ ol hâver-i şems-i kerem
Mâder-i pâk-i Nebiy-yi muhterem

Matla'-ı mâh-ı münîr-i pür-şeref
Dürr-i yektâ-yı ledünnîye sadef

NA'T-I ŞERÎF
 
'Ayn-ı rahmetsin eyâ kân-ı 'atâ
Ya şefîa'l-müznibîn yâ Mustafâ

Mevlid-i pür-nûrun işbu 'âlemi
Eylemişdir fi'l-hakîka pür-ziyâ

Sünnet-i zehrâ vü şer'-i enverin
Mihr ü mâhı pür-fürûğdur bî-mirâ

Çün temessük eyleyenler onları
Dîn ü dünyâda bulurlar ihtidâ

Kıl şefâ'at Fevzî-i bî-çâreye
Olmasın dâreynde dûçâr-ı cefâ

Dedi geldi eşref-i sâ'at ü hîn
Oldu o vakt-i vilâdet pek yakîn

Leyletü'l-isneyn Rebîulevvel'in
On ikinci gicesiydi hem bilin

Çok 'alâmât oldu peyda ol zamân
Eyleyem ez cümle dokuzun beyân

Evvelâ bir çok cemâ'at geldiler
Âsümândan rûy-i arza indiler

Cümlesinin nûr idi hep yüzleri
Es-saâatü ve's-selâmdı sözleri

Hem getirdi bu cemâ'at üç 'alem
Etdi yerden nurları def'-i zulem

Ka'be'nin üstünde dikdiler birin
Biri hânemde dikildi onların

Beyt-i Makdis'de dikildi hem biri
İhtirâm'çün Mevlid-i Peygamber'i

Sâniyen indi yakın benden yana
Cümleye dür görünen necm-i semâ

Sâlisen açıldı bâb-ı âsümân
İnsin olsun çün melekler hâdimân

Râbi'an indi evime çok tuyûr
Artdı gâyetle derûnumda sürûr

Zümrüd-i ahdar idi minkarları
Yakût-i ahmerdi bâl ü perleri

Hâmisen ferş etdiler beyne's-semâ
Sündüs ü dibacla kaplandı semâ

Sâdisen gördüm havada çok ricâl
Ellerinde kâseler dolu zülâl

Ben de yanmışdım susuzlukdan o ân
Aldım içdim birisinden su hemân

Der-'akab gitdi harâretden cefâ
Oldu kalbim lezzet ile pür-safâ

Sâbi'an kalmış idim tenhâca ben
Kimse yok kim ana söyleyem sühân

İLÂHİ

Yâ şefî' hâzır olsun himmetin
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin
Dilleri şâdân buyursun tal'atin
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin

Ümmet olduk sen gibi peygambere
Kıl şefâ'at biz gibi 'isyân-gere
Etme muhtâc ümmetin diğerlere
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin

Mah-cemâlinle müşerref olsak âh
'Afv olup sâyende her cürm ü günâh
Ümmete lutf eyle ey ihsân-penâh
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin

'Ayn-ı rahmetdir zuhûrun 'âleme
Bâ'is oldun çün vücûd-ı âdeme
Rûşenâ gelse 'aceb mi dîdeme
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin

Sen efendim dest-gîrimsin benim
Bâd-ı lutfunla açılsın gülşenim
Fevzî-veş âzâd ola cân ü tenim
Çün niyâz-menddir kapunda ümmetin

Bir de etdi bir takım nisvân zuhûr
Meryem ile Asiye bâkîsi hûr

Görmedim onlar gibi hiç meh-cemâl
Her birisi sanki mihr-i bî-zevâl

Oldu şâdân onlar ile bu gönül
Çün açıldı gülşen-i kalbimde gül

Sâminen hâtifden oldu bir nidâ
Kim geliyor işte ol dost-ı Hudâ

Tutunuz ta'zîm ü tekrîmle anı
Çün odur çeşm-i cihânın rûşeni

Sâyesinde kılınır hâcât revâ
Âb-ı ruyiyçün olur makbûl duâ

Tâsi'an bir kuş ki gördüm pek güzel
Sûretin ra'nâ yaratmış lem-yezel

Tâ ki indi nezdime geldi o kuş
Cânımı kıldı mu'attar bûy-i hoş

Mesh edince arkamı ol mürg-i nûr
Pâk Muhammed Mustafâ etdi zuhûr

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Cân ü dilden es-salâtü ve's-selâm

NA'T-I ŞERÎF

Hamdülillah doğdu bedr-i ıstıfâ
Diyelim ehlen ve sehlen merhabâ
Ol güzel Ahmed Muhammed Mustafâ
Diyelim ehlen ve sehlen merhabâ

Yâ Muhammed 'âlemi nûr eyledin
Küfr ü şirki Mekke'den dûr eyledin
Teşrîfinle bizi mesrûr eyledin
Diyelim ehlen ve sehlen merhabâ

Zât-ı pâkin rahmeten-lil-'âlemîn
Kurre-i pâk-i 'uyûne'l-mü'minîn

NA'T-I ŞERÎF

Ey gönül bu ni'mete şükr-i hezâr
Kim şefî''in oldu dost-ı Girdigâr

Yümn-i pâk-i mevlidiyle ol şehin
Kâmını rûzî kılar perverdigâr

Çün zülâl-i 'aşkı sen nûş eyledin
Şübhesiz yakmaz seni düzahda nâr

Ba'de-zâ kıl terk-i ahzân ey gönül
Hakka hamd et eyle ızhâr-ı mesâr

Mevlidi oku okut hem Fevziyâ
Bulasın dâreynde feyz-i bî-şumâr

Rûz-i mahşerde şefîu'l-müznibîn
Diyelim ehlen ve sehlen merhabâ

Kıl şefâ'at çün sanadır istinâd
Ede dil-şâd Fevzî'yi Rabbü'l-'ibâd

Ravzana olsun salât-ı bî-'idâd
Diyelim ehlen ve sehlen merhabâ

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Cân ü dilden es-salatü ve's-selâm

Eyledim vakt-i viladetde beyân
Tam dokuz şey k'oldu vâki' bi'l-'ayân

Zikr edem diğer dokuz şey ki zuhûr
Eyledi ba'de'l-vilâde bî-nukûr

Evvelâ doğdu Habîb-i Kibriyâ
Gözlerin dikmişdi tâ sû-yi semâ

Bu işâret kim nüzûl-i vahy olur
Âsümândan Cebrâil ona gelir

Sâniyen ayağı üzre doğdu bil
Bu kıyâm-ı şer'ine oldu delil

Sâlisen mahtûn u maktû' surresi
Doğdu kim mes'ûd u mebrûk gurresi

Râbi'an sâl kaht iken buldu rehâ
Kim mübârekdir kudûm-i Mustafâ

Hâmisen bu'd u karîbde müşrikîn
Korkdular hep ol Resûl doğduğu hîn

Sâdisen doğduğu anda ol Resûl
Âsümândan bir bulut etdi nüzûl

Sâbi'an yatdıkda mehd-i pâkine
Hep görürdü kim gelenler yanına

Her ne semte parmağ-ı pâki gider
Ay dahi ol cânibe hep meyl ider

Dediler ba'de'n-nübüvve neyd'o hâl
Dedi mâh söylerdi bana bi-kelâl

 NA'T-I ŞERÎF

Eyâ şâhenşeh-i taht-ı risâlet
V'eyâ sultân-ı iklîm-i şefâ'at
 
Za'îf u 'âciz ü bî-çâreyem ben
Ümîdim rûz ü şeb senden 'inâyet

Dü düşman var biri nefs ü diğer dîv
Yamandır hâl sen etmezsen sahâbet

Bidâyet oldu îmân ile îkân
Onunla isterem olsun nihâyet

Muhibdir kalb-i Fevzî sana vallah
Şefî'im ol amân rûz-i kıyâmet


Sâminen dedi kim Abdülmuttalib
Cânib-i Ka'be'ye oldum münkalib

Ben tavâf hâlinde gördüm bî-mirâ
Etdi Ka'be secde-i Zü'l-Kibriyâ

Hep sanemler ü vesenler cümlesi
Düşdüler yere olunca hamlesi

Ol zaman hem Ka'be tekbîr eyledi
Dedi Yezdân beni tathîr eyledi

Çünkü doğdu mâh-ı mihr ü ıstıfâ
Tal'atıyla bulur 'âlemler safâ

Tâ işitdim bu kelâmı Ka'be'den
Bî-tavakkuf eyledim 'atf-ı beden

Tâ gelip Âmine'den etdim suâl
Dedi doğdu ol Habîb-i Zü'l-Celâl

İstedim kim hâne-i pâkin girem
Ol cemâl-i Ahmed'i bir kez görem

Bir de bir zât seyf ile kıldı hurûc
Çün melekler etmedi hâlâ 'urûc

Sâbir ol tâ kim ziy3aret edeler
'Avdet edüp âsümâna gideler

Tâsi'an Âmine-i zâtü'l-emân
Dedi doğdukda hemân şems-i cihân

Geldi bir zât kapdı benden ol şehi
Zîr-i ebre sakladı sanki mehi

Gitdi gâib oldu dîdemden nihân
Yine tekrar oldu çeşmimde 'ayân

Dedi oğlun nûr Muhammed Mustafâ
Şark u garba eyledi neşr-i safâ

Hem ziyâret etdi gördü Âdem'i
'İzz ü ikbâl ile oldu hem-demi

Ba'de zâlik dedi yâ Fahre'l-Enâm
Ümmetinin yerleri dârü's-selâm

Şer'-i pâke ger olursalar mutî'
Sen de ol dâreynde onlara şefî'

 İLÂHİ
 
Ya ilâhî lutf u ihsân eyledin
Çün bize inzâl-i Kur'ân eyledin

Hamdülillah hem Cenâb-ı Ahmed'in
Nûrunu dâreynde rahşân eyledin

Çün şefâ'at kişverinde ol şehi
'İzz ile şevketli sultân eyledin

Kıl cemâliyle müşerref ümmetin
Dillerin çün dürc-i îmân eyledin

Sad hezârân şükr kim bu Fevzî'yi
Âb-ı âmâliyle reyyân eyledin

İLÂHİ
 
Lutf-ı Hakk'da ey gönül şübhen mi var
Bâğ-ı dilde açdı gül şübhen mi var

Çün Muhammed'dir serinde bâl-küşâ
Hiç erişmez sana züll şübhen mi var

Sen şefâ'at ondan iste mutlakâ
Çün odur şâh-ı rusül şübhen mi var

Hakk'ı istersen yolunca git onun
Çün odur hayrü's-sübül şübhen mi var

Sâyesinde şâd olursun Fevziyâ
Terk-i ihvân eyle gel şübhen mi var

Böyle dedi oldu çeşmimden nihân
Görmedim tekrar onu hiç bir zamân

Ola bed' ü hatmi her hayrü'l-kelâm
Cân ü dilden es-salâtü ve's-selâm

Yâ ilâhî ism-i a'zam hakkıyçün
Eşref-i ebnâ-yı âdem hakkıyçün

Matla'-ı nûr-ı Muhammed hakkıyçün
Hâmid ü Mahmûd u Ahmed hakkıyçün

Nûr-ı Kur'ân sırr-ı Furkân hakkıyçün
Kadr-i pâk-i 'ilm ü 'irfan hakkıyçün

Vahy olunan enbiyânın hakkıyçün
Hakk'a vâsıl evliyânın hakkıyçün

Bâ-husûs ezvâc u ashâb hakkıyçün
Âl ü hem evlâd-ı encâb hakkıyçün
 
Hem Şehîd-i Kerbelâ'nın hakkıyçün
Vâkıf-ı fevka'l-ulânın hakkıyçün

Müstecâb kıl kâffe-i da'vâtımız
Hem revâ kıl 'âmme-i hâcâtımız

Bâb-ı cûdunda cem'îmiz sâiliz
Ni'met ü ihsânına hep mâiliz

Biz kuluz bâbından aslâ gitmeyiz
Hâlimiz diğerlere arz itmeyiz

El-amân u el-amân Rabbü'l-'ibâd
Ber-murâd et kıl bizi mesrûr u şâd

Bî-hisâbdır bizdeki cürm ü günâh
Sad-hezârân tevbe olsun yâ ilâh

Âb-ı gufrânınla tathîr kıl anı
Bahr-ı rahmet bî-kenârdır yâ Ganî

Oldu mevlid Beyt-i Makdis'de tamâm
Kıl kabûl çün oldur aksâ-yı merâm

Çünkü ihsân eyledin yâ Rab bana
Evvel ü âhirde hamd olsun sana

İLÂHİ

Ey dost-ı Hakk verdi safâ
Şu mevlid-i pâkin bana
Kalbimde mihr-i pür-ziyâ
Şu mevlid-i pâkin bana

Dilhâhıma hâdî olur
Fahr-ı dile bâdî olur
Çün mûris-i şâdî olur
Şu mevlid-i pâkin bana

Yâ Seyyid işfa' lenâ
Ta gide bu dilden 'ana
Feth eyleyüp bâb-ı gınâ
Şu mevlid-i pâkin bana

Şâhid ola tasdîkime
Kâid ola tahkîkime
Râci' olup tevfîkime
Şu mevlid-i pâkin bana

Hem Fevzî'ye şâfi' ola
Hep gamlar dafi' ola
Dâreynde hem nâfi' ola
Şu mevlid-i pâkin bana
Listeye geri dön