Kul Hakkına Dikkat Etmeyen Kimse İbâdetinden Fayda Göremez

27 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Îmânın bekâsı a'mâl-i sâlihat iledir. A'mâl-i sâlihâtın bekâsı ise, güzel ahlâk iledir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem bir gün ashâbına sordu. 
İyi dinle! Kulağını benden yana ver!
"Müflis kimdir?" diye sordu ashâbına. Ashâb dediler ki, "men lâ dirheme velâ metâ' yâ Resûlallah", yani parası malı-mülkü olmayandır. "Yok" dedi Cenâb-ı Peygamber, "O, dünyâ müflisi o. Bir mü'min kıyâmet gününde mahkeme-i kübrâya, savmıyla, salâtıyla yani orucuyla, namazıyla, haccıyla, zekâtıyla gelir. Fakat herifin ahlâkı dürüst değil, ona sebbetmiş, ona şetmetmiş, ona vurmuş, ona sövmüş, onu dövmüş, onun malını almış yemiş, çalmış çırpmış fakat namazlı"...
Düşünemez ki o, yedi yüz vakit namaz kılarsa hem de imam arkasında, o da kabûl olursa, birinin hakkına tecâvüz ederse, yedi arpa hakkına, yedi yüz vakit namazı verirler. Haberin var mı ondan? Hâlâ bana diyor ki, "şefâat-i peygamberî ile kurtulurum". Hukûk-i ibâda girmez o iş. Hukûk-i ibâda girmez! Resûlullah'ın şefâati büyük günahlaradır. Böyle, almış, vermiş, kırmış, etmiş filan, hak sâhibi hakkını helâl etmeyince olmaz öyle şey. Hele kâfir hakkı olursa, hele hayvan hakkı olursa. 
Eğer hak sâhibi mü'min olursa, dövmüş herifi, derler ki, "Bunun kıldığı namazları hak sâhibine verin". Yeterse ne âlâ, yetmezse, onun günahını alıp buna yüklerler diyor Peygamber. Sonra, çalmış, hırsız, "onun tuttuğu oruçları buna veriniz", verirler, kâfî gelirse na âlâ, gelmezse günahını alıp ona yüklerler. Sonra, aleyhinde konuşmuş, yüzüne konuşulmayacak sözleri arkasından söylemiş, "zekâtını verin buna" derler, zekâtını verirler, yeterse ne âlâ, yetişmezse, günahını alır ona yüklerler. "Sümme turiha fi'n-nâri" diyor Cenâb-ı Peygamber, sonra onu götürürler yüzüstüne cehenneme atarlar. Bak savmıyla, salâtıyla, namazıyla, orucuyla, zekâtıyla haccıyla gitti, fakat yapdığı işi gördün mü? Ahlâkının dürüstlüğü olmadığından hak sâhiblerine namazı, zekâtı dağılır. Benim sözüm değil, Resûl-i Ekrem'in sözü, sallallahu aleyhi vesellem. 
Gönül yap. Beytullah gönüldür, onu tamir eyle!
Zünnûn-i Mısrî diyor ki, "Haccdan geliyordum, yetmişinci haccımdı, kervanla berâber geliyorduk, benim yanımda hiç bir şey yokdu, ne yiyecek ne içecek, hiç bir şey yokdu. Bakdım bir kelb, kuyunun etrâfında dolaşıyor, susamış hayvancağız. Anladım ki hayvan susamış, su içecek ama ben de su yok. Döndüm kervana dedim ki, bu hayvanı kim sularsa, vallahi ve billahi bu seferki haccımla, yetmişinci haccımdır, yayan geliyorum, yetmiş haccımın sevâbını ona vereceğim, bu hayvanı sulayana" dedi. 
Bir kelb için veriyor bunu bir veliyyullah. Ya insanoğlu, Allah ve Resûlünün muhabbeti ile kalbi dolan bir mü'mine yapılan hakâret, ya onun hakkını gasb, ya ona şetm eden kimse, namaz da kılsa namazının faydasını göremez.
Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esîr-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön