4 Mart 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
En büyük şeref Allah'a kul olmakdır. Bunu unutma sakın ha! En büyük şeref Allah'a kul olmakdır. Kim ki Allah'a kul oldu, iki cihâna sultân oldu. İnsan, merbût olduğu yerin şerefiyle şereflenir yani insan nereye bağlıysa, oranın şerefiyle şereflenir. Nefsine kul olan, sultân bile olsa, rezîl ve sefîl olur. Tıpkı Züleyhâ gibi. Allah'a kul olan, Yûsuf gibi bir köle bile olsa, sultân olur. Hazret-i Allah, "ahsenü'l-kasas"da sana bunun misâlini gösteriyor.
En büyük şeref, Allah'a kul olmak ama "Ben Allah'ın kuluyum" demek, bu iş için kâfî gelmez. Bu da güzel bir şeydir ama bunu fiilen göstermek lâzım gelir. Allah'a kul isen, kulluğunu tam yap, o yolda bulun. O zaman iki cihâna sultân olursun yani hem dünyâya, hem âhirete. Eğer hakkıyla kulluk yaparsan, abdiyyetden rubûbiyyete çıkarsın, Hakk ile Hakk olursun, "fî mak'adı sıdkın 'inde melîkin muktedir" sırrına mazhar olursun.
Ama şunu da hiç bir zaman unutma sakın! Sana ne kadar esrâr-ı ilâhiyye fâş olsa, yani açılsa da sakın kulluğunu unutma! Ayaz'ın çoban değneğini duvara asdığı gibi, kulluğunu düşün, bir katre menîden geldiğini, ana rahminde, hayız kanıyla, kudret fırçasıyla tersîm olduğunu, Allah'ın seni sana sormadan seni istediği şekle sokduğunu, bu âlemde her istediğinin olmadığını, bunları hep düşün ve kulluğunu sakın unutma. Eğer sultânlıkda ebediyyet istiyorsan tekrar abdiyyete dön. Tasavvufda buna cem' ile fark derler.İnsanın ma'nevî mi'râcı yedi mertebe üzerindedir. Birinci mertebe, şerî'at mertebesi, sonuncu mertebe ubûdiyyet mertebesi olup bu ikisi arasında tarîkat, hakîkat, ma'rifet, kurbiyyet ve kutbiyyet mertebeleri vardır. İlk mertebe olan şerî'at da, son mertebe olan ubûdiyyet de aslında abdiyyetin yani kulluğun mertebeleridir. Şu farkla ki, ubûdiyyet, abdiyyetin en yüksek mertebesidir.