Kulunu Geceleyin Götüren Sübhân'sın Sen

1 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Seyr-i Süluk

NUTK-İ ŞERÎF

Açarsın gözünün perdesini, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen
Gösterirsin ona cemâlini, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Aşk şarâbı ile bir yandan coşturur, bir yandan da mest eyleyip aklını kaybettirirsin
Binlerce akıldan üstündür bu hâl, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Cânın başına bir tâc vurur, gönlü tutup, mi'râca götürürsün sen
İki dünyâdan da yüceltirsin onu, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Gönül, uçar da çölleri-ovaları aşar, bütün cânlardan ileriye geçer derken
Ansızın sen çıkarsın karşısına, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Tutup kaldırdığın kulunu lâ-mekân bahçesine kondurursun
Kendi nezdinde ağırlarsın, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Bizimlesin diye öyle neş'eliyim ki, gönlüm, her nefes bu neş'eyle uçmada
Ve her an sabır elbisesini yırtmadayım, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Altı cihetden de kaçar, hep senin dergâhına koşarım çünkü pek gönül bağlayıcısın
Pek de güzelsin, kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Cânlara cân verdin, gönülleri oyuna sokdun, yokluğu sevdâlı kıldın
Kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

A gönül! Mâdem ki elsiz-ayaksızsın, öyleyse yücelere uç, salâha er
Kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî

ÎZÂH

Hazret-i Mevlânâ'nın bu nutk-i şerîfinde nakarat gibi tekrarlanan ve "Kulunu geceleyin götüren Sübhân'sın sen" diye tercüme ettiğimiz ifâde, Sûre-i İsrâ'nın ilk âyetinin baş tarafındaki سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا sübhânellezî esrâ bi 'abdihî leylen" ibâresidir. Bu âyet-i kerîme mi'râc-ı nebînin ilk safhası olan "İsrâ/Gece Yolculuğu" hâdisesi hakkındadır. Hazret-i Mevlânâ, mi'râc-ı nebîye atıfla, sâlikler için gecelerin kıymetini beyân buyurmuşlar ve mi'râc-ı ma'nevînin ancak geceleri ihyâ ile mümkün olduğuna, dünyâ ve âhiret endîşelerinden kurtulup Hakk katına yükselmek isteyenlerin behemehal geceleri ibâdet ve zikrullah ile ihyâ etmelerinin lüzûmuna işâret etmişlerdir.
Listeye geri dön