23 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
1940'lı yıllarda bir Amerikan savaş gemisinin İstanbul'a uğradığı günlerdeydi. O zamanlar sık sık gittiğimiz bir kıraathânede oturmuş ahbâb u yârân ile sohbet ediyorduk. Bir ara kıraathâneye bir polisle birlikte sarışın, temiz yüzlü, genç bir adam geldi. O genç adama refâkat eden polis "Muzaffer Bey hanginiz" diye sordu, "buyrun benim" deyip kendimi tanıtınca bana dedi ki "Bu zât, şu anda İstanbul'da bulunan Amerikan zırhlısında görevli bir hâkimdir. Kendisi bir Kur`ân-ı Kerîm almak istiyor. Bize meşhûr bir hoca efendiyi tavsiye ettiler. Ona gittik ama o bizi kapıdan kovdu, kapıyı yüzümüze kapattı. Bunun üzerine size geldik" dedi.
Tabii hemen kalkdım, kahveyi ve sohbeti yarım bırkadım ve ahbâb u yârâna vedâ edip, onları evime götürdüm, elimden geldiği kadar ikrâmlarda bulundum. Oturduk, uzun uzun konuşduk. Bu genç Chicago'luymuş, Kur`ân-ı Kerîm'i merâk etmiş, tefsîr okumaya başlamış. Sûre-i Yûsuf'a kadar da okumuş. Saat sabahın üçü oldu biz hâlâ konuşuyoruz. O soruyor ben anlatıyorum. Bakdım neredeyse sabah olacak "Eğer kalmak istiyorsanız size yatak sereyim burada kalın, yok eğer gitmek istiyorsanız siz bilirsiniz" dedim. Bunun üzerine Amerikalı genç hâkim "Yok kalmayacağım, zâten size çok zahmet verdim, müsâade ederseniz ben artık gideyim" dedi ve şunları ilâve etti : "Bu akşam gemideki arkadaşlarım İstanbul'un en güzel, en mutenâ yerlerinde eğlenmişlerdir ama ben hepsinden daha şanslıyım" dedi. "Neden?" diye sordum. Şu cevâbı verdi : "Herşeyden evvel sizin gibi bir İslâm âlimi ile tanışma şerefine nâil oldum, üstelik İstanbul gibi bir şehirde bir müslüman evinde hem de sizin gibi bir zâtın evinde misâfir oldum, dahası çok merâk ettiğim Kur`ân-ı Kerîm hakkında tam de ehlinden çok kıymetli bilgiler alma imkânı buldum. Daha ne olsun"
Amerikalı hâkim, vedâ edip ayrılırken evdeki Kur`ân-ı Kerîm'lerden birini çıkarıp kendisine verdim. Hemen fiyatını sordu. Dedim ki "Hayır, bunun için sizden para alamam. Eğer dükkânıma gelseydiniz belki ama burası ev, evden verilen hediye olur, para alınmaz"Bu hâtıradaki ibretlerden bir kaçını yazalım :