Kurân'a Hürmet

25 Eylül 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Kuran
Muzaffer Efendi Hazretleri gerek ma'nen gerek maddeten yükselmenin temel şartını, Kur`ân'a hürmet ve ta'zîm ile Resûl-i Ekrem Efendimize muhabbet ve teslîmiyyete bağlardı...Bunun aksi olarak gerek maddî gerek manevî zilletin sebebini de, Kur`ân'dan ve Efendimiz'den uzaklaşmak, bunlara sırt çevirmek olarak gösterirdi...

Efendi Hazretleri bu hakîkate delîl olarak şu âyet-i celîleyi zikrederlerdi :


وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا 
"Ve men a’rada an zikrî fe inne lehû ma'îşeten dankâ"
Sûre-i Tâhâ, Âyet 124

Cenâb-ı Hak bu âyet-i kerîmede meâlen "Her kim benim ZİKRimden yüz çevirirse bu dünyâda onun geçimini dar ederim" buyuruyor...Efendi Hazretlerine göre, bu âyetdeki "ZİKR"den murâd bir vecihden KUR'ÂN diğer vecihden ise CANLI KUR`ÂN olan Resûl-i Ekrem Efendimiz MUHAMMED aleyhisselâmdır...Zâten bilenler bilir ki, Resûl-i Ekrem Efendimizin isimlerinden biri de "ZİKRULLAH"dır...

Efendi Hazretleri bu âyet-i kerîme üzerinde çokça dururlardı. Âyetdeki "İĞRÂZ/YÜZ ÇEVİRME"nin şeklen dahî olsa çok tehlikeli olduğunu söylerlerdi...Misâl olarak da en çok, Kur`ân okunurken arkasını dönüp gidenleri gösterirlerdi. Böyle yapanların bu âyetdeki tehdîdin muhâtabı olacağını beyân ederlerdi..."Aman! Kur'ân okunurken sakın arkanızı dönüp gitmeyin!" diye sıkı sıkı tenbîhâtda bulunurlardı...Böyle yapanların, huzûr-i Peygambere gelip, Efendimiz Kur`ân âyetlerini okurken, hakâret kasdıyla arkasını dönüp giden müşriklere benzediğini söylerlerdi...

Efendi Hazretleri Kur`ân okunurken konuşulmasını da katiyyen tasvîb etmezlerdi. Buyururlardı ki :
Kur`ân-ı Kerîm okunurken konuşulmaz!...İnsanın çok mühim bir işi olup da mutlakâ konuşması lâzım gelirse, söyleyeceğini arkadaşının kulağına fısıldayarak bir-iki kelime ile söylemeli, har-har-har, dır-dır-dır konuşmamalı!...
Efendi Hazretleri Kur`ân'ı dinlemek husûsundaki edebi şöyle bir teşbîh ile beyân ederlerdi :
Düşün ki, devletin reisi gelmiş, konuşma yapıyor, sen de oradasın ve mühim de bir işin var...O konuşurken sen konuşabilir misin?...Konuşamazsın değil mi?...O konuşurken susup dinlemen edeb iktizâsızdır...Halbuki devlet reisi de olsa o da nihâyet bir insandır, bizim cinsimizdendir...Böyle olduğu halde onun huzurunda konuşmak edebsizlik ve hürmetsizlik olunca, Allah'ın kelâmı okunurken konuşulur mu hiç?!...
Sûre-i A'râf'daki "Kur'ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz" âyetinin tefsîri hakkında yazdığımız yazıya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz...

Kur`ân okunurken sus ve dinle!



Efendi Hazretleri Kur`ân'a hürmet hususunda dâimâ şöyle buyururlardı :
Allah'ın kelâmına ne kadar hürmet edersen o kadar yücelir ve yükselirsin!...
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Kur'an-ı Kerîm'e tutunduğumuz zamanlarda, bütün dünyâ bizim olup, azîz olan kitâbullah bizleri de azîz etmişdi. Kitâbullahı terk edince, girdâb-ı belâya düşüp, helâk ve zelîl olduk. "Efendim, hürmet ediyoruz ya hemen her evde bir Kur'ân var, duvarda asılı duruyor, öpüp başımıza koyuyoruz" dersen, senin hürmet ettiğin Kur'ân değil, Kur'ân-ı Kerîm'in kalıbıdır. Yani kağıdı, mürekkebi ve ma'nâsının kalıbı olan harfleridir. Hürmet edenimiz, Kur'ân'ın kalıbına hürmet edip, rûh-i Kur'ân olan ahkâm-ı ilâhiyyeyi ayak altı ediyor. Meselâ, yalancı olan birisi, zâhirde Kur'ân'ın kalıbına hürmet etse bile, hakîkatte Kur'ân'ı ayakları altında çiğnemektedir!...Çünkü Allah doğruluğu emretmiş, yalanı men' etmişdir...Diğer fiiller de buna kıyâs oluna...
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön