Kur`ân'dan Kimler Lezzet Alır?

29 Mayıs 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Şifa
Sûre-i İsrâ, Âyet 82
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bir kimse Kur`ân-ı Kerîm'i ya da ma'nâsını dinlediğinde sıkılıyorsa bilsin ki hastadır. Hastaya bal tattırıldığında, tatlı olan bal hastaya acı gelir çünkü mizâcı bozukdur. Aynen bunun gibi, ma'nen hasta olanlar da Kur`ân'dan lezzet duymazlar...
Efendi Hazretleri kimlerin Kur`ân'dan lezzet alacağını da şöyle beyân buyurdular :
Allah'dan korkanlar, Allah sevgisini bilenler, Allah'da yok olanlar, Kur`ân'dan lezzet alırlar. Kim ki Allah'dan korkar, Allah'ı sever, Allah'da yok olmuşdur, Allah'dan geldiğini ve Allah'a döneceğini bilir, işte Kur`ân bu kimseye söyler, bu kimseye zevk verir, lezzet verir, hidâyet verir, feth u futûh verir, necât verir...
Efendi Hazretleri Kur`ân'ın her derde devâ olduğunu da şöyle beyân buyurdular :
Kur`ân, mü'minlere şifâdır. Cenâb-ı Allah Kur`ân'da birkaç yerde Kur`ân'ın şifâ olduğunu beyân ediyor. Meselâ bir yerde "وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ve nunezzilu minel kur’âni mâ hüve şifâun ve rahmetün lil mü’minîn" (Sûre-i İsrâ, âyet 82) buyuruyor yani "Kur`ân mü'minlere hem rahmet hem de şifâdır". Derdine her devâyı Kur`ân'da bulabilirsin. Kur`ân'ı mutlaka okuman lâzım. Eğer burada okumazsan kabirde melekler sana okutacaklar!...
www.muzafferozak.com

Kur`ân'ın şifâ olduğunu beyân eden diğer iki âyet-i kerîme de şunlardır :


يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ 

Yâ eyyuhân nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn

Sûre-i Yûnus, Âyet 57

وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَّقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاء وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُوْلَئِكَ يُنَادَوْنَ مِن مَّكَانٍ بَعِيدٍ

Ve lev cealnâhu kur’ânen a’cemiyyen le kâlû lev lâ fussilet âyâtuhu, e a’cemiyyun ve arabîyyun, kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâun, vellezîne lâ yu’minûne fî âzânihim vakrun ve huve aleyhim amâ, ulâike yunâdevne min mekânin baîd.

Sûre-i Fussilet, Âyet 44
Listeye geri dön