8 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
HİKÂYE
Vaktiyle bir pâdişâh ava giderken acâib bir topluluğa denk gelmiş. Bir alay deli perîşân bir halde çayıra yayılmışlar, birbirleriyle lâubâlî bir şekilde konuşup saçmalıyorlarmış. Pâdişâh, delilerden birini gözüne kestirmiş ve adamlarına o deliyi yanına getirmelerini emretmiş. Deli, pâdişâhın huzûruna getirilince, pâdişâh deliye "Dile benden ne dilersen" demiş. Deli, "Pişmiş koyun kuyruğu isterim" diye cevap vermiş. Pâdişâh, bir hîle düşünmüş ve adamlarına koyun kuyruğu yerine şalgam getirmelerini emretmiş. Şalgamı pişirip getirmişler ve deliye ikrâm etmişler. Deli, büyük bir iştahla şalgamı yerken pâdişâh sormuş : "Nasıl, kuyruk lezzetli mi, istediğin gibi pişmiş mi?". Deli, pâdişâha şu cevâbı vermiş : "Pâdişâhım! Pişmesine iyi pişmiş ama sen bu ülkeye pâdişâh olalı beri, kuyruğun ne yağı kaldı ne de tadı".
Etse şeh-i vilâyet zulm u cefâyı âdet
Olur ta'am u şerbet bî-lezzet u halâvet