Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Dinle hikmetden cevâbı rûhunu şâd eyle sen
Gayrıyı gel taşra ko imdi sözü az eyle sen
Evliyânın hürmetine cân ile nâz eyle sen
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Vârına kıldı nazar ol Hâlık-ı perverdigâr
Zât-ı Hakk'ın emri ile Düldül'e oldu süvâr
Na'rasının heybetinden kâfir oldu târumâr
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Gitdi aklım gitdi fikrim oldu vârım târumâr
Evliyânın cismini hiç yemez imiş mûr u mâr
Kâfirin ikrârı yokdur mürşide inkârı vâr
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Çıkdı Hayber kal'asından cenk üçün ol zü'l-himâr
Şâh-ı merdân katline kasd eyledi ol nâ-bekâr
Görme misin emr ile çaldı yere ol şehsüvâr
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Yeryüzünde kâfirin kopdu kıyâmet başına
Zehr-i kâtiller karışdı etmeğine aşına
Gök yüzünden mü'minin yağdı çü rahmet başına
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Emr ederse bir nefes söyler ana hâk ü gubâr
Vechinin âyînesinin sevgisi cânımda vâr
Evliyânın zübdesidir şâhid ana çâr-yâr
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Bî-nişân ü lâ-mekândan zâhir oldu âfitâb
Halk-ı 'âlem cismini pâk eyledi ol mâhitâb
Besmele başındaki bir noktadadır dört kitâb
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Bu kelâmın ma'nâsı "kul 'indehû ümmü'l-kitâb"
'İlm-i hikmet sırrıdır Peygamber'e olan hitâb
Nefsini fehm etdin ise rûhuna budur sıfât
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
"Lâ" demezsen diyeyin dinlendi vahdet gûşesin
Cân içinde cân ile dinlendi 'işret gûşesin
'Ârif-i billah olanlarbuldu vuslat gûşesin
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Teslîm etdin kendini çık aradan Vâhibî
Bu velâyet sırrının Haydar-ı Kerrâr sâhibi
Cümleden bu remzinin tevhîd-i zâtdır şâhidi
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Aç gözün kaldır hicâbı kutb-i 'âlemdir Ali
Sen ana îmân getir zinhâr sakın olma deli
Şübhesiz 'ayen'l-yakîn hakka'l-yakîn oldur velî
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Hakk Te'âlâ kudreti levhinde yazmış sûretin
İns ü cinn ü nüh felek fehm eylemezdir sîretin
Hakk'dan âhar kimse bilmez mu'cizâtın hikmetin
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Zülfikâr'ın kıssasından bir varak söyler bu cân
Mustafâ hükmündedir görmez misin âhir zamân
'Âşık olan her kim ise tevhîdi olmaz yalan
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Hûb nefesdir bu nefes kim söylenir hakkânedir
Bu hitâbın ma'nâsın fehm eyledim kim cânedir
Bu kelâmı söyleyen ayık değil mestânedir
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Gün dolandı gel dedi döndü yerine geldi gün
Fazlına hem lutfuna îmân getirdi durdu gün
Cümle 'âlem halkına ulaşdı geldi sırr-ı ün
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Dâd-ı Hakk'dır şübhe yok dilimde güftârım benim
Okudu "innâ fetahnâ" kalbde envârım benim
'Âlem-i bezm-i ezelden oldu ikrârım benim
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Hakk Te'âlâ zâtının âyînesidir Mustafâ
Vechini kim gördü ise anlara olmaz cefâ
"Küntü kenz"in vahdetinden cânıma budur safâ
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Âsîye kılsa nazar mü'min muvahhid hâs eder
Gönüle kılsa nazar ol sâfi nûrdan tas eder
İşidicek her nefes münkir münâfık yas eder
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Ey birâder "lâ" demezsen bildiğim diyem sana
Gayrısı lâzım değildir gördüğüm diyem sana
Bu kelâmın ma'nâsını söylemek lâzım bana
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Hâlık'ı zikr eyler isen seni 'aşka düşürür
Çiğ yerin koyaz senin âteş-i 'aşkda pişirir
İblîs'in hannâsının sadrında fi'lin şaşırır
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Pâdişâhım çok şükür vechinde halk etdin bizi
Cümle sâdıkların envâr-ı ilâhîdir özü
Şübhesiz 'âşıkların hakka'l-yakîn budur sözü
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
'Âşıkam hem sâdıkam medh-i Ali söyler dilim
Tevhîdin ma'nâsını hakka'l-yakîn söyler dilim
Hürmetine bunların ol Hazret'e doğru yolum
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Ol Hasen Hüseyn'in bendesidir cânımız
Dâd-ı Hakk'dır anladık tevhîd imiş îmânımız
'Aşk-ı sâfî nûrudur Hakk'a bizim dermânımız
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Anların medhi hakkında 'âcizem hem kâsırem
Müşteri 'âşık gerekdir satmağa ben tâcirem
Ma'rifet ma'nâsının üstünde bak ben nâzırem
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
'Ârif-i billah olanlar anlar imiş 'ârifi
Ma'nâya gâfil olanlar bilmez imiş 'ârifi
'Aşka mazhar düşmeyenler bilmez imiş 'ârifi
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Hakk'ın esmâ vü sıfâtı Âdem'in yâdındadır
Bilmesi hakka'l-yakîn nûr-i İlâh adındadır
Söyleyen 'âşık bunu bir Tanrı'nın yanındadır
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Benden umman bu kelâmı ben değilem söyleyen
'Aşk-ı sâfî Vâhib'e envâr ilâhî söyleyen
Mustafâ'nın sevgisidir gönlümüzü eğleyen
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Şâh-ı merdân Âli Peygamber'in sır yârıdır
Bu kelâmın ma'nâsı 'âşıkların gülzârıdır
Evliyâ nutkundaki dost zâtının esrârıdır
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikâr
Abdülvehhâb Ümmî
Kuddise Sırruh