25 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Lokman Hekim siyâhî imiş ve vücûdça çok nahîf imiş. Bir gün bir yerden geçerken, adamın birisi onu bir müddet önce kaçan siyâhî kölesine benzetmiş ve hemen yakasına yapışmış. Lokman Hekim her ne kadar "Hatâ ediyorsun, ben senin kölen değilim" filan dese de adam onu hiç dinlememiş, Lokman Hekim ona mukâvemet edecek güçlü kuvvetli bir vücûda sâhib olmadığı için de, kaba kuvvetle onu esîr etmiş. Üstelik "Bir kere kaçan bir daha kaçar" diye düşünerek ayağına pıranga vurup onu köle gibi çalıştırmaya başlamış. Adam, kaçan kölesine çok kinlenmiş olsa gerek ki, bütün ağır işleri Lokman Hekim'e yaptırdığı gibi ona bir de ev yaptırmış. Aylar sonra kaçan köle pişmân olup geri gelmesin mi! Yaptığı hatâyı anlayan adam insâfa gelmiş ve Lokman Hekim'den defalarca özür dilemiş, affını ricâ etmiş, "Suçum çok büyük, sana çok büyük haksızlık ettim, ne olur beni affet" diye yalvarmaya başlamış. Lokman Hekim, "Gerçi sen bana çok eziyet cefâ ettin ama ben yine de seni affediyorum. Çünkü ben de senden çok istifâde ettim" demiş. Adam hiç beklemediği bu cevap karşısında şaşırıp kalmış, "Hayret, siz benden ne hususda istifâde etmiş olabilirsiniz ki?" deyince, Lokman Hekim demiş ki, "Senin sâyende çok önemli şeyler öğrendim. Birincisi, benim de kölelerim vardı, ben de onları senin beni çalıştırdığın gibi ağır işlerde çalıştırıyordum. Senin yanında çalışınca, onların katlandığı cefânın ne olduğunu öğrendim. Artık onlara o kadar ağır işler yüklemeyeceğim. İkincisi, daha önce ev nasıl yapılır pek bilmiyordum, tecrübem yokdu. Sana ev yaparken, güzel bir tecrübe kazandım, bilgi sâhibi oldum" demiş.