MuzafferOzak.com (Türkçe)

Haccın menâsikinden biri de hacıların tavafdan sonra Makâm-ı İbrâhim'de iki rekat namaz kılmalarıdır. Bu makâm, İbrâhim Peygamber'in Kabe'yi inşâ ederken iskele olarak kullandığı ve insanları hacca davet etmek üzere üstüne çıkdığı taşın bulunduğu yerdir. Kabe'nin hemen yanı başında bulunan bu taş bir mahfaza altındadır. Bu makâm Kur`ân'da da zikredilmişdir. Cenâb-ı Hakk, "وَاِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْنًاۜ وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ اِبْرٰه۪يمَ مُصَلًّىۜ" âyet-i celîlesimde mü'minlere Makâm-ı İbrâhim'i namazgah ittihaz etmelerini emretmişdir. İşte tavafdan sonra burada kılınan namaz, bu âyet-i celîledeki emr-i ilâhînin îcâbıdır. Bu, âyetin zâhir manâsından çıkan hükümdür.

Âyetin bir de bâtın manâsı vardır ki Makâm-ı İbrâhim'in sırrı da bundadır. Ehlullah hazerâtına göre, Makâm-ı İbrâhim'den murâd, İbrâhim Peygamber'in manevî makâmıdır. Bu itibarla Makâm-ı İbrâhim'de bulunmak demek O'nun sıfatına, hâline bürünmek demekdir. Malum ya İbrâhim Peygamber, her şeyini Allah yoluna fedâya hâzır idi, evlâdını dahi kurban etmeğe teşebbüs etmişdi, Allah için ateşe atılmaya dahi râzı olmuşdu yani canından bile geçmişdi. Bu sebeble kendisine halîlullah unvânı verilmişdi, Allah O'nu halîliyyet mertebesine yükseltmişdi. Kim ki Hakk yolunda cehd eder, malını, canını, her şeyini Allah için fedâya hâzır olur, işte o kimse Makâm-ı İbrâhim'e erişir. Bu makâma erişen kişinin kıldığı namaz, Kabe'de kılınan namaz gibi fazîletli olur. Çünkü Hakk'a kurbiyyet peydâ etmişdir. Zâten namazın sırrı da budur. Zîrâ namaz mü'minin mi'râcıdır.

Makâm-ı İbrâhim'in Sırrı