Marifet Ehlinin Sıfatları

Büyük mürşidlerimizden Seyyid Ahmed er-Rıfâî Hazretleri buyuruyorlar ki :

Evlâdım, bilmiş ol ki, marifet ehlinin kalbleri Allah'ın yeryüzündeki hazîneleridir. Allahu Teâlâ o kalblere, sırrının emânâtını, hikmetinin letâifini, muhabbetinin hakâyıkını, ilminin envârını ve marifetinin âyâtını yerleşdirmişdir. Öyle ki, Allah'ın izni olmadan, ne mukarreb bir melek, ne mürsel bir nebî, ne de Hakk'dan gayrı bir kimse onlara muttali olamaz.

Ârif olan kişinin kendisine fayda ve zarar verecek şeyleri bilmesi ve muamelesinde istikâmet üzere olması gerekir. Ayrıca kazanacağı ve kaybedeceği şeyleri idrâk etmesi, düşmanın hîlesinden korunması ve bütün bu hususlarda Allah'dan yardım dilemesi gerekdiğini de çok iyi bilmesi lâzımdır. 

Ârif, kalbinde Allah'dan başkasına yer vermez. Çünkü bir kalbde Allah'dan gayrısına yer verilirse, Allah o kişiye gadab eder ve onun ayağını kaydırır ve düşmanlarını ona musallat eder. Onun için kalb dâimâ Allah'a bağlı olmalıdır. İnsanın uzuvları ister istemez dünyevî şeylere bulaşmışdır. Kalb Allah'a bağlı olursa, uzuvların dünyâ ile meşgûliyyetinden bir zarar gelmez. Kalb selîm olmazsa uzuvlar ne yaparsa yapsın Hakk katında makbûl olmaz. Kul, selîm bir kalbe mâlik olmadan, uzuvlarıyla pek çok amel işlese de az sayılır. Tam aksine, kul selîm bir kalb ile az amel işlese de, çok hükmündedir. Çünkü hüküm kalbe göre verilir.