Meczûb Mum Bey

27 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, meczûblardan bahsettiği bir sohbetlerinde, "Eskiden tekkelerin açık olduğu devirde, bizim tekkede çok meczûb varmış" buyurdular ve bunlardan biri ol Mum Bey hakkında şunları anlattılar :
Bir Mum Bey varmış, her sabah, sabâh usûlünden sonra, elinde su dolu bir kova ile doğru Fâtih Câmisine gelirmiş. Getirdiği suyu minârenin dibine dökermiş. Akşama kadar böyle devâm edermiş. Tıpkı ağaç sular gibi minâreyi suluyor, sonra başını kaldırıp yukarıya bakıyor, "Amma da büyüdü maaşallah" diyormuş.
Bazı meczûblar, Mum Bey gibi hep aynı işi yaparlar. Bunlar sanki o iş ile görevlendirilmiş özel görevliler gibidir. Yıllarca her gün, hiç durmadan aynı işi yapan bu gibi meczûbların yaptıkları işlerde mutlakâ bir hikmet vardır. Mum Bey'in her gün devamlı minâreyi sulayıp, sonra da yaptığı işle gururlanarak, "amma da büyüdü maşallah", demesi, aslında hep şâhid olduğumuz ama çoğumuzun pek farketmediği mühim bir husûsa işâret etmekdedir. Büyük insanların, kendi büyüklüklerine yakışacak şekilde, büyük gayretlerle meydâna getirdikleri bir takım büyük eserlere ve müesseselere dadanan veya oralara çöreklenen bir takım ahmaklar veya mürâîler, zâten riyâen yaptıkları faydasız ve lüzûmsuz işleri, halka büyük göstermeye çalışarak ya da vaktiyle yapılmış olan büyük işleri kendilerine mâl ederek, aslında kendi kendilerini küçük düşmüş, kendi kendileri rezîl etmiş olurlar. İşte Mum Bey'den alınması gereken ders budur.
Mum Bey, kışın ayazında Fâtih Câmisinin kuzeye bakan tarafında dururmuş. O vakit şehirde yüksek binâlar olmadığı için, câminin kuzey tarafında çok kuvvetli soğuk rüzgârlar esermiş. Mum Bey, kışın en şiddetli zamanında dondurucu kuzey rüzgârına karşı durup, "Şeyhülislâmın kürkü sağlamdır, o tarafa gidin" diyerek soğuğu şeyhülislâmın sırtına gönderiyormuş. Zavallı şeyhülislâm efendi, dâiresinde bir sürü mangal yaktırmasına rağmen, bir türlü ısınamıyor, "Yâhu, burada kaç tâne mangal yaktırıyorum, yine de ısınamıyorum, bu nasıl işdir" diyerek hayretini ifâde ediyormuş. Sonra Mum Bey'den haberdâr olanlar, şeyhülislâma ondan bahsetmişler, "Bir meczûb var, şeyhülislâmın kürkü sağlamdır diyerek, soğuğu sana o gönderiyor" demişler. Şeyhülislâm Mum Bey'e haber göndermiş, "Ben ihtiyârım, çok üşüyorum, soğuğu başka tarafa göndersin" diye ricâ etmiş. Mum Bey, soğuğu başka taraf göndermiş. Şeyhülislâm üşümekden kurtulmuş.
Bazı meczûbların, akıl ve irâdeleri ellerinden alınmış, bunlar tamâmen Hakk'ın irâdesine tâbi' olmuşlardır. Bunlar diğer irâdesiz varlıklar gibi Allah'ın âyetleri hâline gelmişlerdir. Mum Bey'in bu menkıbesi de bunun bir misâlidir. Mum Bey, üşütenin soğuk olmadığını, ısıtanın da sıcak olmadığını, ısıtanın da üşütenin de ancak Allah olduğunu pek zarîf bir şekilde üstelik hakka'l-yakîn olarak göstermişdir. Hem de bunu ilme'l-yakîn olarak en iyi bilen kişiye yani şeyhülislâm efendiye göstermişdir.

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön