22 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Ve dahi malum ola ki, bir kimsenin bir evlâdı dünyaya gelse, kırkıncı günü bir kat cedid libas giydirip, pâk gasl edip saçını tararlar. Gül-âb ile yağ ile ta’tir edip, vâlidesi, babası, akraba ve taallukâtı, cümlesi cedid libaslar ile tâhiren ba’de salati’l mağrib Hücre-i Saâdet’e götürürler. Cümle ağalar ile Hücre-i Şerif’e dahil olurlar. Badehû mezkûr ma'sûmu ya müsteslim ya nakîb-i Harem eline alıp, “Destur ya Rasûlallah!” deyip, salât u selâm ederek pûşide-i saâdetin altına koyup üstünü örterler. Cümlesi kâimen salât u selâma başlarlar. Yirmi dakika mikdarı meks olduktan sonra, “Destur Ya Rasûlallah!” deyip, ma'sûmu mahallinden ahz edip, vâlidesine teslim mahalline götürürler. Ağaların bahşişleri vardır, verirler. Öyle meşhûrdur ki, ne kadar ağlar ma'sûm olsa hiç sadâsını çıkarmaz. Ve hem ekseri ağzı deprenerek çıkar. Hazret-i Risâletpenâh Efendimiz mübarek yed-i sa'âdetleriyle hurma yedirir diye meşhurdur. Anın içün Medine-i Münevvere’de dünyaya gelenin rüçhânı vardır, bilâd-ı sâire’de dünyaya gelenin üzerine, zîrâ yed-i Peygamberî'den hurma tenâvül etdiği için. Ehl-i Medine’ye muhabbet, Efendimiz’e râcidir. Allah, kalbimizde muhabbetlerini ânen fe-ânen müzdad eyleye. Âmin.