23 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
İkide birde gidermiş, eskici bir adam var varmış onun yanına, bir zât-ı muhterem, "Ben Medîne'de ölmek istiyorum" dermiş. Hepimizin arzusu ya. Müslümanların, Peygamber'i sevenlerin hepsinin arzusudur bu. "Medîne'de ölmeyi isterim efendi ben, çok isterim". "N'apıcan oğlum, Medîne'de ölmeyi" demiş. "E Resûl-i Ekrem orada yatıyor". "Evlâdım sen Medîne'de ölmeye bakma, Medîne'ye lâyık olmaya çalış" demiş.
Kendine kabir yapdırma, kendini kabire hazırla sen, ahmak adam! Bazı adam kabir yapdırıyor kendisine, türbe filan, koca bir türbe, bilmem ne falan fıstık, altı cehennem çukuru haberi yok. Onun için sen kendine kabir hazırlama, kendini kabire hazırlayacaksın.
"Sen Medîne'ye yatmaya çalışma, Medîne'ye lâyık olmaya çalış" demiş. "Aman efendi, öyle deme" demiş, "Resûl-i Ekrem'in, sallallahu aleyhi vesellem, evvelâ şefâat edeceği Medîne halkıdır" demiş. "Öyle ama oraya lâyık ol sen" demiş. Gözünden perdeyi böyle kaldırıvermiş. Kaldırınca bir de bakmış ki, aaaa!, İstanbul'da ölüp de Medîne'ye lâyık olanları buradan melekler götürüp oraya gömüyorlar. Oraya lâyık olmayıp orada öldü mü onu da alıp götürüp başka yere koyuyorlar.
Sen mezarlığa adam taşıyorsun, zannediyor musun orada kalıyor o. Îmânsızsa kâfir mezarlığına götürürler onu. O kâfir mezârlığından da îmânlı olanları, islâm mezarlığına getirirler. Hep gece gündüz taşır o, bir takım melekler vardır. Hep cenâze teşkilâtındaki belediye imamları cenâze taşımaz, Allah'ın da cenâze teşkîlâtı var, âhiret âleminde.