12 Ocak 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NA'T-I ŞERÎF
Mefhar-i cümle cihânsın ey şefâ'at ma'deni
Mekke'de doğdun Medîne içre kıldın meskeni
Vuslatınla ben fakîri eyle mesrûr ey ganî
Düşdü gönlüm yâ Muhammed cânım arzular seni
Cürm ü ısyân ile geldik şânına düşen kabûl
Hem şefâ'atdir ricâmız hazretinden yâ Resûl
Reddedip bizi kapından etme sultânım melûl
Düşdü gönlüm yâ Muhammed cânım arzular seni
Enbiyânın serverisin yâ Muhammed Mustafâ
Nûr-i vechin pertevi hep âleme verdi ziyâ
Âsitânında kulundur işbu İmâm-ı Şeyh Vefâ
Düşdü gönlüm yâ Muhammed cânım arzular seni
Bu na't-i şerîf, birçok yerde sehven Şeyh Vefâ Hazretlerine atfedilmişdir fakat aslında O'nun değil O'nun türbedârlığını yaptığı için Vefâ Türbedârı diye meşhûr olan Osman Efendi'nindir. Bu na't-ı şerîf, aynı devirde yaşamış olan, büyük bestekârımız Hacı Fâik Efendi tarafından Evc makâmında bir tevşîh olarak bestelenmişdir. Osman Efendi, çok şuğul bilmesiyle meşhûr olmuş kıymetli bir zâkirbaşı ve mûsıkîşinâsdır. Zikrullah idâresinde de pek mâhir olduğu söylenir...Birçok talebe yetiştirmişdir. Meşhûr olan talebeleri arasında Kırımlı Hacı Hâfız, Yâlelci Hâfız Mustafa, Zâkirbaşı Cemâleddin Efendi ve Hattat Zâkirbaşı Hacı Nuri Korman sayılabilir. 1889 senesinde Hakk'a yürümüş ve türbedârlığını yaptığı Şeyh Vefâ Hazretlerinin Câmi-i Şerîfi'nin hazîresine defnedilmişdir. Rahmetullahi aleyhim ve rahmeten vâsia.
NAĞME-İ AŞK