Menba'-ı sırr-ı velâyet şâh-ı merdân yâ Ali
Kâşif-i remz-i hakîkat nûr-ı îmân yâ Ali
İbn-i 'amm-i Mustafâ'sın hem dahi sâhib-livâ
Vâkıf-ı sırr-ı Hudâ'sın şîr-i Yezdân yâ Ali
On sekiz bin 'âlemin sırrına mazharsın şehâ
'Ârif-i 'ilm-i ledünnî sırr-ı Kur`ân yâ Ali
"Lahmüke lahmî" dedi şânında Fahr-i kâinât
Murtezâ vü müctebâ hem cânda cânân yâ Ali
Enbiyâlar mahremi hem evliyâlar serveri
Asfıyâ vü etkıyâya hükm-i burhân yâ Ali
Şâh Hasan hem Hüseyn Şâh-ı Şehîd-i Kerbelâ
Sâkî-i Kevser bulardır mü'mine cân yâ Ali
Cedd-i pâki Mustafâ'dır hem Ali'nin gülleri
Dost için ağular içüp dökdüler kân yâ Ali
Ol Yezîd-i bed-fi'âlin kavmine etbâ'ına
La'net etmek anlara şâyeste her ân yâ Ali
Şâh Zeyne'l-'âbidîn ol teşnegân-ı Kerbelâ
Şer'-i Dîn-i Ahmedî'ye verdi rüchân yâ Ali
Ol İmâm Bâkır hem Ca'fer-i Sâdık bular
Çün hakîkat şehri içre oldular cân yâ Ali
Mûsa-yı Kâzım-durur sıdk u vefânın menba'ı
Hem Ali Mûsa Rızâ'dır sâhib-'irfân yâ Ali
Şâh Takî vü ya Nakî dîn ü îmân revnakı
Bunları seven bulupdur 'afv ü gufrân yâ Ali
Askerî'dir hanedân-ı Ahmed'e asker olan
Dîne kuvvet şer'a hürmet mü'mine cân yâ Ali
Hâtemi cümle imâmın Mehdî-i âhir-zamân
Hem erenler hâtemidir şâh-ı sultân yâ Ali
Zâhidâ inkâr etme hanedânın hakkını
Bunları münkir olanlar buldu 'ısyân yâ Ali
Hem olardır âl-i evlâd-ı Resûl-i Kibriyâ
Kim bulardır sâhib-i esrâr-ı burhân yâ Ali
Sevmedi bunları münkir hem münâfık zümresi
Oldular iki cihânda ehl-i hüsrân yâ Ali
Ol pelîd-i kâfir-i bî-dîn Yezîd'in milleti
Nefs ile şeytâna uyup etdi tuğyân yâ Ali
Sev buları cân u dilden hem fedâ et cânını
Bulasın Hakk'dan inâyet lutf u ihsân yâ Ali
Sûzî'nin zahmı onulmaz tâ kıyâmet haşre dek
Hânedânın 'aşkı ancak derde dermân yâ Ali
Mustafâ vü Mürtezâ âl-i abânın çâkeri
Olmuşuz anlara teslîm bende fermân yâ Ali
Ahmed Sûzî
Kuddise Sırruh