23 Ocak 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu bahir "Vesîletü'n Necât"ın eski yazmalarında 8-10 beyitten ibâretdir. Sonradan kimler tarafından ilâveler yapıldığı bütün araştırmalara rağmen tesbit edilememişdir ancak herkes tarafından çok beğenilip okunduğu için artık Süleyman Çelebi'nin eserinin bir parçası gibi benimsenmişdir.
MERHABÂ BAHRİ
Yaradılmış cümle oldu şâdumân
Gam gidip âlem yeniden buldu cân
Cümle zerrât-ı cihân edip nidâ
Çağrışuben dediler kim merhabâ
Merhabâ ey âlî sultân merhabâ
Merhabâ ey kân-i irfân merhabâ
Merhabâ ey sırr-ı Furkân merhabâ
Merhabâ ey derde dermân merhabâ
Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl
Merhabâ ey âşinâ-yı zül-Celâl
Merhabâ ey mâh ü hurşîd-i Hudâ
Merhabâ ey Hakk'dan olmayan cüdâ
Merhabâ ey âsî ümmet melcei
Merhabâ ey çâresizler mencei
Merhabâ ey cân-ı bâkî merhabâ
Merhabâ uşşâka sâkî merhabâ
Merhabâ ey kurret-ül-ayn-ı Halîl
Merhabâ ey hâss-ı mahbûb-i Celîl
Merhabâ ey rahmeten-lil-âlemîn
Merhabâ sensin şefî'-ul-müznibîn
Merhabâ ey pâdişâh-ı dü cihân
Senin için oldu kevn ile mekân
Merhabâ ey cümlenin matlûbu sen
Merhabâ ey Hâlik’ın mahbûbu sen
Ey cemâli gün yüzü bedr-i münîr
Ey kamu düşmüşlere sen destgîr
Dest-gîrisin kamû üftâdenin
Hem penâhı bende vü âzâdenin
Ey gönüller derdinin dermânı sen
Ey yaradılmışların sultânı sen
Sensin ol sultân-ı cümle enbiyâ
Nûr-ı çeşmi evliyâ vü asfiyâ
Ey risâlet tahtının sen hâtemi
Ey nübüvvet mührünün sen hâtemi
Çünkü nûrun rûşen etdi âlemi
Gül cemâlin gülşen etdi âlemi
Oldu zâil zulmet-i cehl-ü-dalâl
Buldu bâğ-ı ma’rifet ayn-i kemâl
Yâ Habîballah bize imdâd kıl
Son nefes dîdârın ile şâd kıl
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât
Çünki ol mahbûb-i Rahmân ü Rahîm
Kıldı dünyâyı cemâlinden naîm
Birbirine muştulayı her melek
Raksa girdi şevk ü şâdîden felek
İşbu heybetden Âmine hûb-rû
Bir zaman aklı gidip geldi gerû
Gördü gitmiş hûrîler hiç kimse yok
Görmedi oğlun tazarru’ kıldı çok
Hûrîler aldı tasavvur kıldı ol
Hayret içre çok tefekkür kıldı ol
Çevre yanın isteyu kıldı nazar
Gördü kim bir köşede Hayrü'l-beşer
Şöyle Beytullâh’a karşı ol Resûl
Yüz yere urmuş ve secde kılmış ol
Secdede başı dili tahmîd eder
Hem getirmiş parmağın tevhîd eder
Debrenir dudakları söyler kelâm
Anlayamadım ne derdi ol hümâm
Kulağım ağzına urdum dinledim
Söylediği sözü ol dem anladım
Der ki ey Mevlâ yüzüm tutdum sana
Yâ İlâhî ümmetim vergil bana
Hakk'a bağlayıp gönülden himmeti
Der idi kim ümmetî vâ ümmetî
Tıfl iken ol diler idi ümmetin
Sen kocaldın terk edersin sünnetin
Ümmetim dedi sana çün Mustafâ
Ver salavât sen de âna bul safâ
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât