Mestân-ı Câm-ı Aşka Birdir Visâl ü Firkat

16 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Rıza

NUTK-İ ŞERÎF

Mestân-ı câm-ı 'aşka birdir visâl ü firkat
Her ne kılarsa cânân anlara oldu râhat

İlâhî aşk insanı öyle mest eder ki, âşık nazarında kavuşma ile ayrılık arasında fark yokdur. Aşk öyle bir hâletdir ki, âşık ma'şûkunun her işinden hoşnûddur.

Erbâb-ı zevk ü vicdân dedi şuhûda salâ
Ashâb-ı şevk ü 'irfân çekmez gam-ı kıyâmet

Aşk ile Hakk'a kurbiyyet eden zevât müşâhede makâmına erişir. Bu da onlarda onlarda musîbet endîşesi, ölüm korkusu, kıyâmet kederi bırakmaz. Dâimâ Hakk'ı müşâhede etdiklerinden mest ü hayrândırlar. 

Yârini bugün anlar gördü bilâ-hicâbin
Yârin gören kişiler oldular ehl-i cennet

Hakk'ı burada perdesiz olarak görenlerdir âhiretde cemâlullahı görecek olanlar.  Burada göremeyen orada göremez. Nitekim Kur`ân'da gelir, "وَمَنْ كَانَ ف۪ي هٰذِه۪ٓ اَعْمٰى فَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ اَعْمٰى ve men kâne fî hâzihî a'mâ fe hüve fi'l-âhireti a'mâ".

Görmek dilersen anı yoluna ver bu cânı
Tâ keşf ola nihanî kalmaya şekk u rîbet

Hakk'a vuslat, O'nu bu dünyâda müşâhede edebilmek için varlıkdan, benlikden geçmek lâzımdır. Ancak o zaman gayb perdesi kalkar, zann ve şübhe yok olur. 

Mâbeyni şehd ü zehrin ma'nâsı mihr ü kahrın 
Ezdâdı her bir emrin sana ola seviyyet

Bu makâma erenler için şifâ ile zehir, kahır ile lutuf birdir. Zıdlıkların ortadan kalkdığı bir makâmdır bu. Ehlullahın "kahrın da hoş lutfun da hoş" dedikleri buna işâretdir.

Ey habbezâ bi-dân kes nûşed şarâb-ı 'irfân
Mestâne bâz âyed bâ ihtilât u ülfet

Marifetullaha nâil olanlar, mest ü hayrân olarak, velâyet ve ünsiyyet makâmına erişir. Bu ne güzel hâletdir.

Ân kes ki mey ne-nûşed ân hod behîme bâşed
Bâ ü me-kun tü hergiz meylân u 'izz-i sohbet

Marifetullahdan nasîbi olmayan kimse ise hayvandan farksızdır. Aslâ ona meyletme ve onunla arkadaşlık yapma sakın.

Mâ râ ez-ân çi hâsıl yek dü har-ı mülebbes
Der-pîş-i mâ nişîned bî-fehm ü bî-ferâset

Böyle kimselerden bize ne fayda gelir. Elbise giymiş eşekler gibidir bu anlayışsız ve ferâsetsiz kişiler.

Mağrûr-ı devlet ola mesrûr-ı şehvet ola
Makhûr-ı Hazret ola ol gîc-i bî-hamiyyet

Bu ahmaklar mala-mülke, makâma-mevkiye mağrûr olan kişilerdir. Şehvetlerine, nefslerine mahkûm olan kişilerdir bunlar. Bu yüzden Allah'ın gadabına ve kahrına uğramışlardır. 

Mâyîm ü mey-perestân gayr ez-Hudâ ne h'âhim
Yek mest-i bî-riyâ bih ez-sad esîr-i sûret

Aşk-ı ilâhî ile mest olanların, Allah'dan başka bir arzuları yokdur. Böyle bir aşk sarhoşu, bu dünyâya esîr olmuş yüz kişiden hayırlıdır.

Halk-ı cihân Rusûhî germâbe nakşı gûyâ
Germâbe nakşına sen zinhâr kılma rağbet

Bu dünyâ bir hamam, mahlûkât da hamamdaki nakışlar gibidir. Nasıl ki hamama duvardaki nakışları seyretmek için değil, yıkanıp paklanmak için giriliyor, dünyâya gelen insanın vazîfesi de mâsivâ kirlerinden arınmakdır, dünyâ ile meşgûl olmak, ehl-i dünyâ ile hemhâl olmak değil.

İsmâil Rusûhî Ankaravî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
Listeye geri dön