14 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Rebîulevvel ayındaki bir hutbelerinde buyurdular ki :
İçinde bulunduğumuz ay bir şehr-i azîmdir. İnsanların lisânlarının tarîf edemeyeceği, büyük bir ay içinde bulunmakdayız. Bu ay da Rebîulevvel ayıdır. Zîrâ âlemlere rahmet olarak gönderilen, Allah'ın rahmetinin halkın nazarına sunulduğu, sebeb-i hilkat-i âlem ve sebeb-i hilkat-i Âdem olan Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâmın Hakk tarafından bize izhâr olunup, takdîm olunduğu aydır. Eğer Fahr-ı Risâlet gelmeseydi ne semâ ref' olunur, ne ard döşenirdi, ne cennet halk olunur, ne cehennem halk olunurdu. Onun için Cenâb-ı Hakk bir hadîs-i kudsîde "Levlâke levlâk lemâ halaktü'l-eflâk, Habîbim Muhammed, seni halk etmeseydim, eflâki halk etmezdim" buyuruyorlar. Gene bir hadîs-i kudsîde, "Cümle mevcûdâtı senin için, seni de kendim için halk eyledim" diyor Cenâb-ı Hakk Celle ve Tekaddes Hazretleri. İşte Fahr-ı Risâlet'in zuhûrunun ayıdır bu ay. Peygamber'in zuhûr etdiği aydır.
Vaktiyle Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme hürmet eden bu kavim, Rebîulevvel'in birinci gününden otuzuncu gününe kadar, bütün diyâr-ı islâmda donanma yaparlardı, büyük şenlikler yaparlardı. Ve büyük yemekler, ziyâfetler tertîb edilir, fakîr fukarâ doyurulur, çıplaklar giydirilir idi. Kur`ânlar okunur, Mevlidler tilâvet edilirdi. Sonra tabii bunlar unutuldu, bunlar geçdi. Hattâ öyle zamanlar, öyle kişiler meydana geldi ki, "Mevlid okumak bid'atdir, bir faydası yokdur" diye, bu cesâreti gösterenler oldular. Bunların hiç birisi doğru değildir, bunlara kulak vermeyiniz. Mevlid-i Şerîf'i okutmak hânelere saâdetdir, bereketdir, gönüllere nûrdur. Yalnız şerî'ata hürmet etmek şerâitden olmak şartıyla. Yani böyle kadın erkek kucak kucağa oturarak, şehvânî nazarlarla birbirlerine nazar ederek değil. Allah'ın taksîm etdiği gibi, islâm şerî'atının taksîm etdiği gibi, kadınlar ayrı bir yerde, erkekler ayrı bir yerde oturarak, kendilerini muhâfaza ederek, elini, gözünü, dilini, kulağını, her şeyini, hudû' ve huşû' ile Mevlid dinlemekle, büyük ecir ve sevablara insanlar nâil olur. Ve hânelere bereket ve saâdet olur. Sevâbı yok değil, sakın hâ! O kafayı terk et.
Yeri değil ama söyleyeceğim, söylemeden geçmeyeceğim. Vehhâbî ulemâsından birisi gelmişdi İstanbul'a da, Mevlid'in bid'at olduğunu söyledi filan filan. Fakîr de oradaydım, ses çıkarmadım. Bir müddet sonra kendisine şu soruyu sordum. Dedim ki "Hocaefendi Hazretleri", kitâbları da var yani, basmış olduğu kitâblar, kendisinin telîf etdiği kitâblar var, dedim ki, "Hocaefendi, Mevlid'in bid'at olduğunu söylüyorsunuz. Bid'at iki kısımdır, bid'at-i hayriyye vardır, bid'at-i şerriyye vardır. Bu hangi kısımdandır?". Durdu. "Bid'at bid'atdir" dedi. Peki öyleyse. Dedim ki, "Biz şimdi burada otursak, desek ki, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Fil Senesinde dünyâya geldi, kendilerine kırk yaşında nübüvvetlerinin izhârı emrolundu, kırk üç yaşında risâletlerinin izhârı emrolundu. Sonra Peygamberimiz izhâr-ı nübüvvet etdikden sonra halkı dîne davet etdi. Sonra Allah O'na emir verdi ki Mekke'den Medîne'ye hicret ede. Ve Cenâb-ı Hakk O'nu mi'râcına aldı. Mi'râcda şu dereceleri gördü, şunları yapdı. Bunları böyle anlatsak sevâbı var mı yok mu?" dedim. "Var" dedi, "E bu manzûm olduğu için mi günah oluyor yani, böyle konuşduğun vakit sevâb oluyor?".
Efendiler! Sulehâyı zikreylemek, bırak sen Peygamberimizi, ümmetin sâlihlerini zikreylemek ibâdetdir. Hadîs-i şerîfle sâbitdir. Veliyyulahı konuşmak, velîleri konuşmak, iyi insanların efâl ü harekâtını, insanlara numûne olacak insanların efâl ü harekâtını söylemek, bunlar dahi sevabdır.
Resûlullah, sallallahu aleyhi veselleme Ümmet-i Muhammed bir ay yani Rebîulevvel'in birinden otuzuna kadar, yirmi dokuzuna kadar, otuzuna kadar, çünkü bazen Arabî aylar yirmi dokuz gelir, donanma yaparlardı. Yemekler pişirilir, ikramlar edilir, donanmalar yapılır, şenlikler yapılır, Mevlidler okunur, Kur`ânlar okunur, kasîdeler okunurdu Peygamberimiz sallallahu aleyhi veselleme. Sonra Ümmet-i Muhammed bunları unutdu. Unutdu da hattâ Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme tecâvüz edenler oldu, ondan bile Ümmet-i Muhammed incinmedi. Evet, evet, hiç incinmedi bile. "Allah'dan bulur" dedi gitdi.
www.muzafferozak.com