7 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Sen berbat bir şey olmuşsun. Yolda yürümesini bile unutmuşsun. Bir âbâ u ecdâdının âsârına bak, bir de senin oturduğun eve bak! 1953 senesinde Amerikanın en meşhûr mimarlarından biri gelmişdi. Süleymâniye Camisini gezdi, uzun uzun inceledi. "Bu eser hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordum. "Burada oturanlar bu câmiyi yapamazlar, bu câmiyi yapanlar da burada oturmaz. Devler ülkesinde karıncalar oturuyor" dedi. Haydi yapsana bakayım böyle bir câmi. Bu câmiyi âbâ u ecdâdın yapmış. Bırak bu câmiyi yapmak, halısını bile dokuyamıyorsun. Bak şu yerdeki halıyı bile dokuyamayız biz, çünkü bizde böyle tezgah yokdur.
Herif aya çıkmış, bizimki "Çıkdı mı çıkmadı mı" diye münâkaşa ediyor. İster çıksın ister çıkmasın, sana ne! Sen yolda yürümesini bile bilmiyorsun, câmiye girmesini, câmiden çıkmasını, iki kişinin arasına oturmasını, konuşmasını bilmiyorsun, otobüse binmesini bilmiyorsun, yolda yürümesini bilmiyorsun, helâya oturmasını bilmiyorsun!
Modern bir helâya girdik, adam pisuvara işemesini bilmiyor, yan tarafa işedi, üstümüze geldi. Almanya'ya gidiyorduk, trene bindik. Bizim Türklerden biri alafranga helâya oturmuş, yani üzerine tünemiş. Helânın kapısını da kapatmamış, açık bırakmış. Ben gittim, bakdım kapı açık, kapıyı bir ittim, kapı adama çarptı, adam yıkıldı. Biraz sonra adam elinde uçkurlarıyla "Nerede ulan bu kapıyı iten herif" diye küfürler savurarak dışarı çıkdı. Herif helâya oturmasını bilmiyor, kapıyı kilitlemesini bile bilmiyor. Bak ne hâle geldik, ne hâle geldik!
Git de gör bak. Avrupa'da yolda bir tâne sigara bulamazsın, sokağa kağıt bile atmıyorlar. Her yer tertemiz. Burada herif, Bayezid Meydanında herkesin gözü önünde bacağını kaldırıp işiyor. Helâ yok, su yok, elektrik yok, adam yok! Var, sakallı bıyıklı adam çok var, iyi güzel ama ilmi yok, bilgisi yok! Ne olacak hâlimiz, mini mini vâlimiz!