Elâ ey 'âşık-ı Hazret ne kılar kıl nazar Allah
Basîret gözüyle gözle çü virmişdir basar Allah
Gözünde var mı kân kanı niçin dökmeyesin kânı
Niçün virmeyesin cânı niçin dimez ciğer Allah
Büküldü beli eflâkin 'aceb var mıdır idrâkin
Yerin gözleri yaşından akıp dirler sular Allah
N'idersin bâğ u gülzârı çün eder bâğ u gül zârı
Yakalarda yakalar çâk edüp di tâ seher Allah
Çü yokdur bu fenâ mülkün bekâsı pes bekâ iste
Fenâdan ön fenâ olgıl komasın hiç eser Allah
Unutdun 'âlem-i aslı hicâb oldu sana faslı
Dirîgâ kanı dost vaslı demedi mi haber Allah
Gel urma yârene yâre Habîbullah'ı gör yârâ
Nice müştâk idi yâre nice onu sever Allah
Haberde vârid olmuşdur dürüst nakl içre ashâbdan
Ki Mi'rac'a Resûlullah çıkup verdi zafer Allah
Risâlet çün kim erişdi pes andan sonra bir yıldan
Didiler bir buçuk yıldan işit nice ider Allah
Haber virdi Resûlullah ki yatmışdım Harem'de ben
Hâtem'de ıztıcâ' edüp itişdirdi nazar Allah
'lşâda irdi Cebrâil selâm irgürdü Allah'dan
Seni Allah okur dedi buyurmuşdur sefer Allah
Tutup pes sadrımı yardı ki tâ göbeğime irdi
Çıkardı yüreğim derhal dahi dinle ne dir ol şâh
Getirdi bir leğen altın dolu îmân u hikmetden
Yudu pes kalbiıni geru yerinde kodu ol âgâh
Getirdi ol Burâk'ı kim ona binmişdi İbrâhim
Ki kaddi şol kadardı kim katırdan hey'eti kûtâh
Çü binmek istedim ona çekindi almadı sâkin
Didi Cebrâil ebsem dur kim irdi sana âlî-câh
Ki bundan yeğ sana kimse ebed hiç binmeyiserdir
Binüp pes Kuds'e gönüldüm yanımca Cebrâil hem-râh
Ne yere kim gözü irse basardı ayağın anda
Giderken bir nidâ geldi sağımdan söyledi nâgâh
Ki döngil yâ Muhammed dir sözüne uymadım gitdim
Solumdan geru bir âvâz geru döngil didi nâgâh
Pes andan geldi bir 'avrat donanmış külli ziynetle
Elin uzatdı döngil der ki bu yâne değildir râh
Niçün gitmeye doğru râh çü kığırınış durur Allah
Kim oldur kâbil ü makbûl kim oldur mukbil-i dergâh
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan Kuds'e gedim dir gözükdü Mcscid-i Aksâ
Burâk'ı bağladım didi ne buyurdu işit ol mâh
Bu kez Aksâ'ya girdim ben iki rek'at namâz etdim
Didim yâ Cebrâil bana çü vermişdir nevâl Allah
Gelirken bir nidâ irdi sağımdan pes ne ündür ol
Didi elhamdülillah kim getirmedi zevâl Allah
Eger dursan kamu ümmet yehûdîler olısardı
Bihamdillah ki sakladı geru ol lâ-yezâl Allah
Didim kim bir dahi soldan işitdim geru bir âvâz
Didi elhamdülillah kim irişdirmez melâl Allah
Eğer dursan kamu ümmct nasârâ olısardı
Velâkin sakladı hakkâ geru ol lâ-misâl Allah
Didim geldi bu kez avrat nidâ etdi ki dön geru
Didi kim sakladı geru irürmedi vebâl Allah
Kim ol dünyâ idi geldi gözükdü sana arz oldu
Velî fazl itdi bildirdi bağışladı menâl Allah
Eğer dursa idin ümmet olurdu ehl-i dünyâ hep
Velî lutf itdi irgürdü bulara hoş hisâl Allah
Pes andan didi kim bana getirdiler iki kâse
Bana arz eyledi anı kim idem imtisâl Allah
Birinde hamr vâr idi birinde süd idi anın
Mürevvak sâfî kılmışdı yetişdirdi zülâl Allah
Didi pes bana Cebrâil ikisinden birin içgil
Ki kıldı hâss feyzinden sana çün ittisâl Allah
Pes aldım ben südü içdim didi bana ki hoş vardın
Bulısar ümmetin islâm viriserdir visâl Allah
Eğer hamr içseydin ümmet olısardı kamu 'âsî
Dalâletde olısardı kılardı infisâl Allah
Bu yerde siyer ehlinden rivâyet itdi râvîler
Ki virmişdir 'atâsından bulara Hakk makâl Allah
Ki Kuds'de itdi istikbâl kamu peygamberin cânı
Çü bedre karşı gönderdi kevâkible hilâl Allah
Melâikden mukarrebler kamu geldiler iclâle
Pes islâm yürüdü evvel buyurdu Zü'l-Celâl Allah
Güzel yiğid misâlinde gelüp görüşdü pes islâm
Kemâlince nazar eyle nider gör Zü'l-Kemâl Allah
Anınçün da'vet itdi kim Habîbini serâyına
Gerek kiın arz ide ona cemâlin Zü'l-Cemâl Allah
Buna nâtık durur Kur'ân kim okudu onu Sübhân
Ki "sübhânellezî esrâ" buyurmuşdur Te'âlallah
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
İşâret itdiler andan namâza
Ki dura enbiyâ Hakk'a niyâza
Habîbullah çün işitdi ikâmet
Halîlullah'a kıl didi imâmet
Didi pes Cebrâil kim yâ Muhammed
Çü sensin Hamîd ü Mahmûd Ahmed
Yaraşır kim imâmet sen kılasın
Bu emre istikâmet sen kılasın
Çün uydu enbiyâlar Mustafâ'ya
İrişdiler safâya ıstıfâya
Ebu'l-Leys itdi bunda bir rivâyet
Gerek kim idesin anı ri'âyet
Getirdiler didi ol yerde mi'râc
Kim ağa göklere ol nûr-ı vehhâc
Bu ol mi'râc idi kim cümle ervâh
Bu 'âlemden gidicek koyup eşbâh
Bu mi'râc ile çıkarlar semâya
Pes andan ağdı Peygamber semâya
Muhaddisler nedir dir dinle bunda
Resûlullah ne dirse anla bunda
İrişdik didi giderken sebîle
Bu dünyâ göğüne Cebrâil ile
Kapu açın didi kimdir didiler
Didi Cibrîl dahi kim var didiler
Didi geldi Muhammed'dir tutup yol
Didiler mürsel oldu mu bugün ol
Na'am didi didiler merhâbâ pes
Ne gelmekdir ki geldi müctebâ pes
Kapu açıldı gördüm Âdem'i dir
Didi Cibrîl bu Âdem'dir selâm vir
Selâm virdim didi kim merhâbâ ol
Nebiyy ü sâlih ü ey salih oğul
Bu kez çıkdım ikinci âsumâna
Dururdu Yahyâ Îsâ ol mekâna
Didiler merhâbâ sâlih karındaş
Dahi sâlih nebî izzetse şâbâş
Bu resme çıkdı tâ seb'a semâvât
Bu resme dendi her gökde ibârât
Nazar kıl nice ikrâm itdi Allah
Ki düpdüz 'âlemi râm itdi Allah
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Üçüncüsünde Yûsuf andan İdris
Beşincisinde Hârun dinle tedris
Çün irdim sâdisine âsumânın
Dururdu üstüne Mûsâ semânın
Çü geldim ol felekden ağladı ol
Didiler niçün ağlarsın didi ol
Anınçün ağlaram kim Hakk Te'âlâ
Ki benden son yaratdı kıldı a'lâ
Bunun ümmetleri çok olısardır
Benimden cennete çok dolısardır
Pes irişdik yedinci âsumâna
Nice irdi işit taht-ı amâna
Kapu açın deyu bildirdi Cibrîl
Didiler kim durur bu didi Cibrîl
Didiler kim durur sana musâhib
Muhammed'dir didi bana musâhib
Didiler mürsel oldu mu Muhammed
Bu gece bunda geldi mi Muhammed
Na'am didi didiler merhâbâ pes
Ne gelmekdir ki geldi müctebâ pes
Kapu açıldı İbrâhim'i gördüm
Bu atandır selâm vir didi verdim
Selâmım aldı didi merhâbâ ol
Nebiyy ü sâlih ü hem sâlih oğul
Pes andan çün giderdim intihâya
İrişdim yolda Sidre-i Müntehâ'ya
Yemişi kulleler gibiydi mutlak
Filin kulağına benzerdi yaprak
Gözetdim anda dört ırmak akardı
İkisi zâhiren çağ çağ akardı
İkisi batın akardı sebîle
Suâl itdim ben andan Cebrâil'e
Didi bu iki kim bâtın akarlar
İkisi dahi uçmakdan çıkarlar
Bu ikisi ki zâhirde akar bil
Birisidir Fırat u birisi Nil
Zihî kadr-i mu'allâ virdi Allah
Zihî kim sadr-ı a'lâ virdi Allah
Ki cümle enbiyâ bildiler anı
Kim a'lâdır bularlar 'izz ü şanı
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Kulak tutar isen hoca dökem lü'lü' ile lâlâ
Diyem bir cevher-i ferdi felek dâye melek lala
Yüzü yerin göğün bedri özü âlemlerin sadrı
Şu resme âlîdir kadri ki sorsan mislini lâ lâ
Çün irdi Sidre'ye ol şâh bir altından döşek geldi
Didiler nûr-ı Hazret'di kim örtdü Sidre'yi küllâ
Bu kez bir refref-i ahdar döşediler ayağına
Kim âfâkı ihât itdi tevâtür böyledir naklâ
Çü çıkdı anın üstüne bu kez Cebrâil'i gördü
Kim altı yüz kanadını açup arz eylemiş bâlâ
Melek hüsnünde Cibrîl'i bu gördü iki kez ancak
Meğer kim zâhir olurdu beşer şeklinde ez-bâlâ
Çü gitmek diledi andan didi pes Cebrâil ana
Ki bir parmak ben uş bundan tecâvüz kılmazam aslâ
Rivâyetdir kim ol gece Resûl beş nesneye bine
Burâk biri biri Mi'râc ki nûrânî idi şeklâ
Üçüncü dünyâ göğünden firiştehler kanadına
Yedinci göğe dek andan cenâh-ı Cebrâil bezlâ
Beşinci Refref idi kim döşediler ayağına
'Urûc itmişdi anınla ki ta'zîmen ve iclâlâ
Buyurdu pes Resûllullah kim irdim Beyt-i Ma'mûr'a
Getirdiler bana andan geru üç kâse tesbîlâ
Ki hamr u süd 'asel idi pes aldım ben südü içdim
Çü içdim didi Cebrâil irişdin fıtrata fi'lâ
Ki yani fıtrat-ı islâm ider tevhîde istikrâr
Sana Hakk kıldı erzânî idesin Hakk'a tehlîlâ
Pes andan girdim uçmağa görem kim taşları lü'lü'
Türâbı müşg-i ezferden cevâhirdi gül ü lâle
Bu kez 'arş üstüne çıkdı irişdi "kâbe kavseyn"e
Ne kavseyn belki "ev ednâ" budur söz nakl ile akla
Kodu pes Refref'i 'arşda ayağın durdu Hazret'de
İşâret kıldı Cebrâil selâm vir Rabbine kavlâ
Okudu pes tahhiyâtı salavât tayyibâtı hem
Selâm virdi Ta'âlallah ana ikrâm edip fazlâ
Resûlullah diledi kim selâmı anım ola Hakk'ın
Didi bize selâm olsun dahi sâlihlere mislâ
İşitdi anı Cebrâil şehâdet itdi tevhîde
Semâvât ehli mecmû'u bile didiler ifdâlâ
Çün irdi bu makâma ol tecellî eyledi Allah
Hicâbın ref' edüp ana cemâlin arz eder vaslâ
Ona evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes ondan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Elâ ey tâlib-i tahkîk işit kim idelim tedkîk
Eğer Allah vire tevfîk beyân idevüz icmâlâ
Ayıtdılar kim Allah'ı ki baş göz ile görmedi
Gönül gözü ile gördü budur Kur`ân'da tenzîlâ
Göz ile bakdı kalbine fu'âd ile nazar kıldı
Pes andan gördü Allah'ı gönül gözü ile illâ
Velî Şeyh-i Arab kim ol Nevevî'dir buyurmuşdur
Mahall-i ihtilâf olsa gerek kim idevüz adlâ
Çü didi İbni Abbâs kim Muhammed gördü Allah'ı
Dimişdir Âişe hâşâ göz ile görmedi kellâ
Didi çün ihtilâf oldu pes itdi bu sözü tercih
Ki hakdır İbni Abbâs'ın sözünde yokdur aslâ lâ
Muaz ibni Cebel aydur Hadîce ana aydur kim
İşitdim kim Resûlullah bu sözü didi ta'dilâ
Ki Mi'râc gecesi gördüm bu baş göz ile Allah'ı
Bu sözdür sözlerin sağı idin bu söze te'vîlâ
Acem fâzılları gerçi gönül gözüyle gördü dir
Arab kâmilleri hakdır tutun bu sözü ta'lîlâ
Elâ ey vâsıl-ı Hazret işit imdi hakâyıkdan
Ki bunda dindi bir ma'nâ ki sözler aslıdır fazlâ
Ki çün kim dünyâ göğüne irişdi kodu nefsini
Kodu Sidre'de kalbini idüben Rabbine meylâ
Kodu pes cânını andan makâm-ı "kâbe kavseyn"e
İşit bu sırr-ı a'lâdan ki tahkîkan ve te'vilâ
Didi nefsi ki eyne'l-kalb didi kalbi ki eyne'r-rûh
Didi rûhu ki eyne's-sırr iderdi sırrı tahsîlâ
Didi sırrı kanı Allah hitâb irişdi Allah'dan
Ki yâ nefs ni'metim sana ki gufrân ile tafdîlâ
Ve yâ rûh rahmetim sana bağışladım kerâmetle
Ve yâ kalb sana fazlımdan muhabbet irdi teclîlâ
Ve yâ sırr-ı Muhammed gel beni sana seni bana
Budur uş sırr-ı "ev ednâ" pes itdi Hakk'a tebtîlâ
Çü nûr-ı Hazret-i İzzet tecellî itdi sırrına
Tamâm selb oldu mahsûsât ne temsîlen ne tahyîlâ
Nazar kıldı cihât-ı sit tamâmet külli nûr olmuş
Sutû' itdi bu kez sırrın içinden nûr-ı tekmîlâ
Bu kez irdi tecellî-i zât vücûdun mahv-ı mahz itdi
Kodu pes mâsivallahı "ve rettelnâhu tertîlâ"
Pes andan Hakk bekâ virdi bekâbillah ile durdu
Olup "nûrun 'alâ nûr" ol "ve fassalnâhu tafsîlâ"
Çü gitdi cümle keyfiyyât fenâ buldu vücûdiyyât
Ki hatta kalebi kalbi olupdu nûra tebdîlâ
Bu nûr ile nazar kıldı geru ol zâtı nûruna
Bu kez nûr inkişâf itdi geru nûruna tecmîlâ
Bu nûrullah ile gördü geru Allah'ını hakkâ
Ta'ayyün gitdi kaldı zât ne teşbîhen ne ta'tilâ
Celâli kibriyâsından tecellî eyledi Allah
Cemâlin arz edüp ana kemâlin söyledi Allah
Elâ ey cevher-i ma'nîde sarrâf
İşitdin kim ne didi bunda arrâf
Ledünnî ilminin bu gevheriydi
Hakâyık hokkasının cevheriydi
Bu bir tahkîk-i Rabbânî idi âh
Nesîm-i gayb idi kim irdi nâgâh
Ledünnî ilmine şol buldu kim yol
Kim âmennâ ve saddaknâ didi ol
Pes uydu Mustafâ'nın şir'atine
İşitgil imdi anın şir'ati ne
Tecellî kıldı çün kim Hazret-i Zât
Resulullaha irdi vahdet-i zât
Bekâbillaha irüp giderdi zâta
Mezâhirden sefer iderdi zâta
Şuhûd ider idi hüsn-i sıfâtı
Sıfâtı gösterirdi gayb-ı zâtı
Pes ism-i a'zam oldu çün ki zâhir
Belirdi iki bâtın iki zâhir
Bu bâtın Hakk'a zâhir düşdü evvel
Ki feyz-i zât ola anda mükemmel
Bu zâhir geru Hakk'ın bâtın idi
Zuhûra geldi şol kim bâtın idi
Birin birine çün sundu hediyyât
Ta'ayyün buldu esrâr-ı hüviyyât
Hitâb irişdi halkdan kes ümîdin
Benim Rabbin bana tut pes ümîdin
Ki halkın yok durur elinde eşyâ
Benimdir kabz u bast ifnâ ve ihyâ
Bana it sohbete şimdi şurû'u
Çün âhir bana idersin rücû'u
Mu'allak kılma kalbin dünyâya var
Ki dünyâ çün seni ben etmedim var
Dahi vahy itdi anda iki âyet
Müfessirler ider böyle rivâyet
Ki Kur'ân'ın cemî'in itdi inzâl
Arada Cebrâil'di peyk-i irsâl
Velî bu iki âyet anla anı
Ki "âmene'r-resûl"dür dinle anı
Muhibb idi ve mahbûb yokdu sâlis
Kifâhandı hitâb-ı vahyi bâis
Ana evvel sıfatiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Resûl aydur çün irdim anda nâgâh
Bana üç nesne virdi anda Allah
Biri bu iki âyetdir ki didik
Hoş anlagıl rivâyetdir ki didik
İkinci bu ki 'afv itdi kebâir
Ki hattâ ümmetim olmaya hâyir
Şu kim şirk etmese mağfûr ola ol
Ne denli 'âsîse ma'zûr ola ol
Üçüncü bu kim elli vakt namâzı
Buyurdu kim ide kullar niyâzı
İrerdi 'izzet ile 'arşa ferşden
Buyurdu geru vara ferşe 'arşdan
Kim ola rahmeten-lil-'âlemîn ol
Kim ola hayr-ı hayru'r-râhimîn ol
Buyurdu çün ki döndüm yer yüzüne
İrişdim anda Mûsâ'nın özüne
Didi Rabbin ne emr itdi sana farz
Didim elli namâz itdi bana farz
Didi kim ümmetin kuvvet yetirmez
Bu elli vakte hiç tâkat getirmez
Ki ben senden ön itdim intihâcı
Benî İsrâil'e itdim 'ilâcı
Geru var Rabbine pes iste tahfîf
Rücû' itdim ki Rabbim ide taltîf
Bağışladı bu kez onunu Allah
Keremden kıldı tahfîf anı Allah
Geru Mûsâ'ya irdim sordu bana
Bağışladı Hakk onun dedim ana
Geru evvelki gibi didi Mûsâ
Geru vardım onunu kodu Mevlâ
Geru Mûsâ'ya geldim geru vardım
Onun geri kodu Mûsâ'ya irdim
Geru vardım beşin bağışladı Hakk
Beşi kaldı bu elliden muhakkak
Didi çokdur bu beş eyle talebden
Didim itdim hayâ kâdir Çalab'dan
Pes oldum râzı bu beş vakt namâza
Ki tâ ümmet dura Hakk'a niyâza
Ne nâz ide niyâz ide bu ümmet
Muhammed'çün meğer Hakk ide rahmet
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecellî eyledi Allah
Çü mi'râc 'uruc itdi semâvât üzre ol bedr ay
Tamâm oldu rücû' itdi bu gâyât üzre ol bedr ay
Buyurdu çün güzer kıldım münâdî bir nidâ itdi
Ne buyurdu anı dinle bu âyât üzre ol bedr ay
Ki farzım eyledim imzâ velâkin eyledim tahfîf
Bu resm ile haber virdi bu râyât üzre ol bedr ay
Ki her bir vakt namâzı ben berâber tutam on vakte
Alup anı geru döndü bu evkât üzre ol bedr ay
Pes andan Sidre'ye yetdi irişdi cennete geru
Cihânı cümle tayy itdi bu mirkât üzre ol bedr ay
Geru indi makâmına ki Mescid-i Harâm idi
'Uruc itdi nüzûl itdi bu mîkât üzre ol bedr ay
Bu hem tayy-ı mekân idi bu hem tayy-i zamân idi
İki sâ'atdi ser-cümle bu hey'ât üzre ol bedr ay
Ki kalbi ne yere irse irerdi kâlebi anda
Olupdu kalb gibi kâleb kemâlât üzre ol bedr ay
Harem'de çün nüzûl itdi Ebû Cehl irdi pes evvel
Mulâkât oldu anınla makâlât üzre ol bedr ay
Didi kim iş bu gece ben ki Beytü'l-Makdis'e vardım
Beyân eyledi Mi'râc'ın bu hâlât üzre ol bedr ay
Ebû Cehl çün kim işitdi kığırdı anda küffârı
İşitdiler çü Mi'râc'ın didiler cümlesi hey hay
Kamusu eyledi inkâr ta'accüb eyleyüp anı
Biraz ashâb olup mürted kodu îmânını hâşây
Ebûbekr'e ayıtdılar bu gece Kuds'e vardım dir
Didi kim vardı sâdıkdır ki hakdır ol cihan-ârây
Didiler kim neden dirsin didi anın içün kim ben
İnanırdım bu göklerden haber virse o rûh-efzây
Çün anı eyledi tasdîk pes adın virdiler Sıddîk
Haîikat buldudı tahkîk anınçün oldu şekker-hây
Kabâil cümle geldiler haremde saf saf oldular
Haber vir imdi didiler oturdular alay alay
Biliriz görmedin sen hiç ki Beytü'l-Makdis'i aslâ
Nedir pes Mescid-i Aksâ eğer basdınsa anda pây
Emârâtın alâmâtın beyân it idelim tasdîk
Tavakkuf kıldı bir sâ'at bu sözde ol yüzü tugray
Be-gâyet kurbet irişdi mübârek kalbine anın
Velâkin kılmadı ızhâr çatup kaşın dimedi vay
Ki zîrâ nesne sordular kim anı gözlememişdi
Pes oldu muntazır vahye ne emr ide o bî-hemtây
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecelli eyledi Allah
İrişdi lutf-ı Rabbânî hicâbın külli ref' itdi
Ki zâhir eyledi Kuds'i 'ayân oldu ana her cây
Neden kim sordular ana kamusundan haber virdi
Didiler vasfını gerçek diyüpdür zîr ile bâlây
Didiler yolda gördün mü 'aceb hiç kâfile bizden
Bu söze pes cevâb virdi o gözü gönlü cânı bay
Didi Revha'da uğradım ki bir deve yitirmişler
İderlerdi taleb anı haber virdi o 'âlî-rây
Susadım bir kadeh buldum bulardan pes suyun içdim
Sorun anı bulardan siz eser virdi o 'âlî-rây
Didiler kâfile kande didi Tenim'de uğradım
Didiler vasf it itdi vasf zafer virdi o 'âlî-rây
Kim önce bir cemel gele ki hâkister ola rengi
İşit kim bunlara nice vatar verdi o 'âlî-rây
Devenin üstüne iki garâre bağlamışlardır
Muhattatlar muhayyatlar haber virdi o 'âlî-rây
Kaçan kim şems ide işrâk bular da olalar zâhir
Bu kavme bu kelâmı bu kadar virdi o 'âlî-rây
Didiler anladık bir bir görelim mu'cizâtın pes
Didi bir bir nazar idin nazar virdi o 'âlî-rây
Pes andan çıkdılar bunlar Seniyye Dağı üstüne
Çü bunlara haber virdi semer virdi o 'âli-rây
Çü subh oldu biri aydur ki vallahi güneş doğdu
Biri aydur ki vallahi neler virdi o 'âlî-rây
İrişdi uş cemel önce Muhammed oldu pes sâdık
Yüzü çün şems idi sözde kamer virdi o 'âlî-rây
Güneş gibi 'ayân itdi niçün itmeyeler tasdîk
Ki deryâ-yı hakîkatden güher virdi o 'âlî-rây
Şular kim mürted olmuşdu geru îmâna geldiler
Giderdi küfr zehrini şeker virdi o 'âlî-rây
Bular inkâr idüp cümle hacer itmiş idi ana
Bu isbât eyleyüp sözün dürer virdi o 'âlî-rây
Çün isbât itdi Mi'râc'ın irişdi zuhr vakti pes
İrişdi didi Cebrâil yüceldi âyetin fi'l-ây
Pes andan Ka'be babında imâmet kıldı Cebrâil
Ana uydu Resûlullah ri'âyet kıldı ol bedr ay
Resûlullah dahi geçdi imâmet yerine anda
Pes ashâb uydular ana dirâyet kıldı ol bedr ay
Salât-ı zuhr idi evvel ki kılındı cemâ'atle
'İnâyet eyledi Allah hidâyet kıldı ol bedr ay
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecelli eyledi Allah
İki gün itdi Cebrâil imâmet
Yoğ idi ne ezân u ne ikâmet
Ezân evvel Medîne'de dinildi
Ezân oldu ikâamet aydınıldı
Çün iki gün imâm oldu salâte
İşâret eyledi enva'-ı vakte
Sonunda didi bu evkât sanadır
Hem ümmete ki vaktü'l-enbiyâdır
Anınçün eyledi anda imâmet
Resûlü tâ ki tasdîk ide ümmet
Salâtın hey'eti a'dad-ı rek'at
Bilindi Cebrâil fi'liyle bizzât
Çü bildin hâl-i Mi'rac'ı tamâmı
İşit bunda olan bâkî kelâmı
Dimişdir Isfahânî nûr-ı vehhâc
Otuz dört kez idüpdür göğe mi'râc
Otuz dördün biri cismânî idi
Kalanı düş değil rûhânî idi
Muhakkıklar velî tahkîk iderler
Ki mi'racı anın dörd idi dirler
İki kez itdi cismânî didiler
İki kez dahi rûhânî didiler
Hem evvel düş ile iderdi mi'râc
Pes andan rûh ile giderdi mi'râc
Bulardan sonra cismânî iderdi
Ne rûh iderse cism anı ederdi
Eger bize suâl itsen ey sâil
Ki 'aklımda dolanmaz bu mesâil
Tefâsir içre rûhânî denilmez
Ehâdîs içre aslâ aydınılmaz
Ne yerde buldunuz buna sened ne
Bu akvâle cihet ne müstened ne
Cevâb budur sana ey 'ilme tâlib
Efâzallahu tahkîka'l-metâlib
Tefâsir ü ehâdîs içre dinen
Tevâtür yâhud meşhûrdu dinilen
Ki kat'â şübhe yokdu sıhhatinde
Cemâ'at dinlemişdi sohbetinde
Cemî'i sözü vahy idi şerâyi'
Hakâyıkdı bedâyi'di zerâyi'
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecelli eyledi Allah
Pes öyle olsa ashâb-ı zevâhir
Tevâtür söyledi yâhud meşâhir
Anınçün anı cismânî didiler
Didi râhânîsini evhadîler
Ki ba'zını dimişdir ehl-i âsâr
Dimişdir ba'zısını ehl-i îsâr
Bu vechden nakl olupdur çok kitâbda
Haberler türlü türlü işbu bâbda
Bu mi'racdan haber nakl itdi râvî
Ebûbekr idi ana didi râvî
Ki didim Yâ Resûlallah haber vir
Ne vahy itdi sana Rabbin eser vir
Didi Rabbim eğer 'afv sevmeyeydim
Hisâbı ümmetime etmeyeydim
Velî itdi şikâyet ümmetimden
Biri bu kim dimedim hazretimden
Ki yarınki amelden şimdi göster
Bular yarınki rızkı şimdi ister
İkinci virmezem rızkını gayre
Bular a'mâlini gayrine vire
Üçüncü rızkımı yerler giderler
Bular gayre varup çok şükr iderler
Budur dördüncü benven eden i'zâz
Bular halkdan taleb kılarlar i'râz
Budur beşinci çün odu yaratdım
Anı kâfirler için hılkat itdim
Bular dün gün dürüşüp cehd iderler
Varup kendileri oda atarlar
Geru mi'râcda geldi bir rivâyet
Buyurmuşdur Resûl öyle dirâyet
Ki Rabbimden suâl itdim mesâil
Velî olmayaydım n'olaydı sâil
Ki virdin Âdem'e yâ Rabbi cennet
Ne virdin bana ya Rabb fazl u minnet
Didi virdim çıkardım sonra anı
Sana i'tâ idem a'lâ cinânı
Ki ümmetle olasız anda bâkî
Çıkarmayam kalasız anda bâkî
Niçün bulmayısar ol hüsn-i hâlât
Çün oldur câmi'-i cümle kemâlât
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecelli eyledi Allah
Didim Nûh'a sefîne kıldın i'tâ
Didi dünyâyı kıldım sana intâ
Ki yer yüzün sana kıldım mesâcid
Mesâcidle sırâtı geçe sâcid
Didim yâ Rabbi İbrâhim'e odu
Soğuk kıldın yanmadı vücûdu
Didi hem ümmetine öyle idem
Selâm u berd idem odda yürüdem
Didim kim virdin İsmâil'e Zemzem
Didi kim ben sana Kevser virem hem
Didim kim virdin İsmâil'e kurbân
Didi ümmetlerine idem ihsân
Fedâ kılam yehûd ile nasârâ
Benim lutfumdan olalar hayârâ
Didim Mûsâ'yla söyleşdin 'ale't-Tûr
Didi seninle söyleşdim 'ale'n-nûr
Didim Îsâ'ya mâide kerâmet
Didi ola sana yevmü'l-kıyâmet
Didim Dâvûd'a virmişdin Zebûr'u
Didi En'âm'ı virdim sana Nûr'u
Didim ki Yûnus'a virdin necâtı
Ki üç zulmetden irgürdün necâtı
Didi kim ümmete verdim neşâtı
Kabirde vü kıyâmetde sırâtı
Didim virmiş idin Hızr'a hayâtı
Didi kim Selsebîl vire hayâtı
Didim Mûsâ'ya indirdindi Tevrât
Didi kim Âyete'l-Kürs a'zam âyât
Didim Îsâ'ya İncil itdin inzâl
Didi kim Sûre-i İhlâs'ı sen al
Pes andan didi bana yâ Muhammed
Ki gönderdimdi sana yâ Muhammed
Ne Tevrât u ne İncil'de gelüpdür
Kim ana Fâtiha ad aydılupdır
Kim anı okusa cismini anın
Haram idem oda şâd eyle canın
Bana senden kerâmetli kulum yok
Habîbimsin ki senden sevgilim yok
Çü gördü bu kemâli ol 'âli-rây
Cemâli güldü oldu 'âlem-ârây
Ana evvel sıfâtiyle tecellî eyledi Allah
Pes andan sonra zâtiyle tecelli eyledi Allah
Rivâyet iderler kim ol Seyyidü'l-enbiyâ
Görür 'arşda bir kubbe ol Es'adü'l-enbiyâ
Mu'azzam kilitli anı göricek dedi ol
Ne ola bu kubbe içinde 'aceb ahfiyâ
Buna kanı miftâh ki feth idem anı görem
Hitâb irdi Hakk'dan ki ya Ekmele'l-asfiyâ
Kilidi anın sendedir kim şehâdet getir
Şehâdet getirdi görür Zübdetü'l-etkıyâ
Ki kubbe içinde yatar bî-kerân bir deniz
Deniz ortasında bir ağaç bitüp pür-zıyâ
Budağında bir kuş kuş ağzında bir zerre toz
Ta'accüb edüp didi yâ Sâhibe'l-Kibriyâ
Nedir bu didi rahmetim genci deryâsıdır
Ne hadde irer ana bana tekebbür riyâ
Ol ağaç bu dünyâ o kuş ümmetindir senin
O zerre günahdır kim iderler andan hayâ
Buların günahı benim rahmetime nazar
Budur nisbeti anla yâ Seyyide'l-enbiyâ
Hudâyâ çü sensin bize erhame'r-râhimîn
Nazar kıl sülûk idelim der-pey-i evliyâ