Misâl-i Mutlak Misâl-i Mukayyed

6 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Rüya

Büyük mürşidlerimizden Seyyid Osman Fazlî Efendi Hazretleri buyurmuşlardır ki :

Resûlullah'a vahiy ilk olarak sâdık rüyâ şeklinde gelmeye başladı. Hâmilelik müddetinin en azında olduğu gibi onun müddeti altı aydı. Sonra melek geldi de misâl-i mukayyedden misâl-i mutlaka geçdi. Bu sebeble rüyâ tabîrinin ancak nefs-i emmâre ve levvâmede olduğunu söylüyoruz. Sâlik, mülhimeye ulaşdığı zaman tabîre ihtiyâcı az olur. Çünkü Allahu Teâlâ'nın "فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا fe elhemehâ fücûraha ve takvâha" âyetinde beyân olunduğu üzere o zaman Allah katından ilhâma mazhar olur. Onun için ilhâm mertebesi, Resûl'e meleğin gelmesi mertebesi gibidir. Uyku ile olan rüyâ âlemine, eşyânın onda temessül etmesi sebebiyle, misâl-i mukayyed âlemi denir. Rûhlar âlemine de bu isim verilir. Fakat misâl-i mukayyed âlemi, cisimler âlemine izâfetle latîf olduğu gibi misâl-i mukayyed âlemine nisbetle rûhlar âlemi latîf bir misâldir. 

Bilesin ki sôfîlerin lisanında hayâl sûretdir. Şeyhü'l-Ekber kuddise sırruhu'l-athar der ki :

İnneme'l kevnü hayâlün
Ve hüve hakkun fi'l-hakîka
Muhakkak ki kâinât hayâldir
O da hakîkatde Hakk'dır

Hayâl-i mutlak ve misâl-i mutlak tek bir şeydir. O ise uyanıkken gözle gördüğümüz şeydir. O, arş ve onun aşağısında bulunan unsurlar ve mevâlîddir. Kezâ hayâl-i mukayyed ve misâl-i mukayyed birdir. O, uyku ve insilâh âlemidir. Berzah ve insilâh âlemi mertebe olarak uykunun üzerindedir. Çünkü o kâmillerin hâlidir. Bu yüzden Resûlullah vahyi ancak insilâh ile mutlak ve mukayyed hayâl mertebesinde alırdı. Ancak şu kadar var ki insilâh ehli yanındakileri hiç hissetmez ve bedeninde gevşeklik ârız olur. Ama iş tamam olunca önceki hâline geri döner. Allahu Teâlâ'nın "وَاللّٰهُ يَقْبِضُ وَيَبْصُۣطُۖ vallahu yakbizu ve yebsut" sözünde buna işâret vardır. Kabz insilâha, bast ise ilk hâle dönmeye işaretdir. İnsilâh ile kabz etdiği zaman hazret-i misâl-i mukayyedde bast eder. Geri döndürmek sûretiyle bast ettiği zaman misâl-i mutlak mertebesinde kabz eder. Ya da şöyle diyebiliriz: Misâl-i mutlakdan kabz eder ve mukayyedde bast eder, mukayyedden kabz eder ve mutlakda bast eder.

Listeye geri dön