18 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
"İnsân-ı Kâmil ve Nûr-i İlâhî" başlıklı yazımızda, Sûre-i Nûr'daki "اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ Allahu nûru's-semâvâtü ve'l-ard" diye başlayan meşhûr "Nûr Âyeti"ne temâs etmiş ve bu âyetin müfessirleri oldukça terlettiğinden bahsetmişdik. Bu âyet-i kerîmenin tefsîrinde çok sözler söylenmiş, bir çok îzâhlar yapılmış hattâ müstakil eserler bile yazılmışdır. Şimdi size bu eserlerden birini tanıtacağız.
İmâm-ı Gazâlî Hazretlerinin sırf bu âyet-i kerîmeyi îzâh etmek üzere kaleme aldığı Mişkâtü'l-Envâr nâmındaki bu eser, hakîkaten müstesnâ bir eserdir. Çünkü bu eser, yalnız bu âyet-i kerîmenin anlaşılması için yapılan bir îzâhdan ibâret değildir, aynı zamanda Kur`ân-ı Kerîm'in doğru anlaşılabilmesi için bilinmesi gerek bazı kavramları ve tefsîre dâir bazı incelikleri de beyân etmekdedir. İmâm-ı Gazâlî, eserinde tasavvufun bazı ince meselelerine de temas etmiş fakat bu gibi meseleleri herkesin anlayamayacağından endîşe ettiği için fazla derinlere inmemişdir. Müellif bu eseri, kendisine yöneltilen bir soruya cevâben kaleme almış, bu yüzden de eserini muhâtabının seviyesine göre yazmışdır. Bunu da özellikle belirtme gereği duymuşdur.
Müellif, önce, âyet-i kerîmenin kilidi mesâbesinde olan "nûr"un geniş bir îzâhını yapmışdır. Zîrâ "nûr"un ne olduğu anlaşılmadan bu âyetin anlaşılması mümkün değildir. Nûr ne demekdir? Nelere nûr denir? Allah niçin kendisi için nûr tabirini kullanmışdır? Bütün bu sorulara etraflıca cevaplar verdikden sonra âyet-i kerîmenin temsil kısmına geçmişdir. Burada da uzun bir îzâh yaparak, temsil-misâl, madde-ma'nâ, âlem-i şehâdet-âlem-i melekût meselelerinden bahsetmişdir ki Kur`ân-ı Kerîm'i anlamak bakımından bu îzâhât çok önemlidir. Sıra âyet-i kerîmede geçen mişkât, misbâh, zücâce, şecere-i mübâreke ve zeyt gibi misâlleri îzâh etmeye gelince, yine uzun bir îzâha lüzûm görmüş ve insandaki beş rûh mertebesinden bahsetmişdir. Bütün bu îzâhlar bir araya getirilince, temsildeki ma'nâ da ortaya çıkmışdır.
Müellif, eserinin sonunda, âyete verdiği ma'nânın yanlış anlaşılmasına bir mahal bırakmamak ve tefsîrinin daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak maksadıyla, bu âyetden bir kaç âyet sonra gelen ve kâfirler hakkındaki bir âyeti de îzâh etmişdir. Bu îzâh ile nûr ile zulmetin güzel bir mukâyesesini de yapmışdır.
Satır aralarında ve mevzu geçişlerinde bile pek çok hikmetlerle dolu olan bu kıymetli eseri hepinize tavsiye ederim.
Eser defalarca Türkçeye tercüme edilmiş ve bir çok yayınevi tarafından defalarca yayınlanmışdır. Herhangi bir kitap satış sitesinden kolayca temin edebilirsiniz.
Se'âdet-mend olup cânâ gözet dergâh-ı Mevlâ'yı
Doğar burc-i hidâyetden görürsün mihr-i vâlâyı
Gözünde nûr-i 'ibret var gönülde nûr-i hikmet var
Bütün eşyâ müderrisdir oku 'ilm-i mu'ammâyı