Modern Muhaddisler

21 Kasım 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

http://schemas.google.com/blogger/2008/kind#post

 BİŞR el-HÂFÎ

بشر الحافي

Ebû Nasr Bişr b. Hâris b. Abdirrahmân b. Atâ b. Hilâl el-Hâfî el-Mervezî (ö. 227/841)

İlk devir sûfîlerinden.

150 (767) veya 152 (769) yılında Merv’de doğdu. Merv’in ileri gelen ailelerinden birine mensuptur. İlk dinî bilgilerini aldıktan sonra hadis ilmine yöneldi ve bu alanda devrin sayılı muhaddislerinden biri oldu. Mâlik b. Enes, Şerîk b. Abdullah, Hammâd b. Zeyd, İbrâhim b. Sa‘d, Fudayl b. İyâz ve Abdullah b. Mübârek gibi muhaddislerden hadis öğrendi. Ahmed b. Hanbel, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb, Ahmed ed-Devrakī ve İbrâhim el-Harbî gibi âlimler de kendisinden hadis rivayet etmişlerdir. Dârekutnî onun sika bir râvi olduğunu, sahih olmayan hiçbir hadis rivayet etmediğini belirtmiştir (bk. Münâvî, I, 208). Kaynakların ortaklaşa verdikleri bilgilere göre Hâfî daha sonra bütün kitaplarını toprağa gömerek tasavvufa yöneldi ve dayısı Ali b. Harşem’in sohbetlerine katıldı. Bu arada devrin sûfîlerinden Fudayl b. İyâz, Serî es-Sakatî, Ahmed b. Âsım el-Antâkî, Ebû Ali el-Cûzcânî ve Ebû Saîd el-Harrâz’la görüştü.


Tasavvufî kaynaklardaki bir menkıbeye göre, Bişr el-Hâfî’nin yolda bulduğu “besmele” yazılı bir kâğıdı itina ile temizledikten sonra levha haline getirerek muhafaza etmesi üzerine rüyasında duyduğu ilâhî bir ses, Allah’ın ismine göstermiş olduğu bu saygıya karşılık Allah’ın da onun adını dünya ve âhirette saygın kılacağını bildirmiş, bu şekilde zühd ve tasavvuf yolu kendisine açılmıştır (bk. Ebû Nuaym, VIII, 336; Münâvî, I, 210). Gerçekten tasavvufî kaynaklarda Bişr el-Hâfî adının “insanlar arasında bir peygamber adı gibi” hürmet gördüğüne, âhiretteki mertebesinin İmam Şâfiî ve İmam Ahmed b. Hanbel gibi âlimlerinkinden daha üstün olduğuna işaret eden menkıbeler nakledilmiştir (bk. Ebû Nuaym, VIII, 337, 352; Münâvî, I, 208, 211). Kaynaklar Bişr’in hadis ilmiyle meşguliyetten vazgeçerek tasavvufa yönelmesinde, o dönemde büyük itibar gören bu alandaki çalışmalarından dolayı kendisinde gurur ve kibir duygusu, şan ve şöhret arzusu hissederek bunlardan kurtulma düşüncesinin de etkili olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim rivayete göre, hadis ilmiyle ilgisini kesmemesini isteyen eski hocası ve arkadaşlarının, “Allah yarın senden, ‘niçin Peygamber’in hadislerini nakletmedin?’ diye sorduğunda ne cevap vereceksin?” şeklindeki sorularına şu karşılığı vermiştir: “Şunu diyeceğim: Sen bana nefse muhalefet etmeyi emrettin. Nefsim ise hadis rivayet etmeyi ve itibar görmeyi arzu etmekteydi. İşte bu yüzden ona muhalefet ettim” (Münâvî, I, 210).


Devrinin âlimlerini, dinî konularda gerekli hassasiyeti göstermeyip sadece elde ettikleri bilgileri başkalarına aktarmakla yetindikleri için tenkit eden Bişr’in Ahmed b. Hanbel ile dostluğu sürekli olmuştur.


Haşan b. Saıd bildiriyor: Bir gün Bişr b. el-Hâris’in yanındaydık. Horasanlı bir adam gelip önünde oturdu ve Bişr’e: “Ey Ebû Nasr! Bana beş hadis öğret de Horasan’a gittiğim zaman orada bana seni hatırlatsınlar” demeye başladı. Adam bu konuda ısrar ediyor, ancak Bişr ona: “Başka muhaddisler var, onlara git” karşılığım veriyordu. Adam Bişr’le bu şekilde uğraşıp durdu, ancak ısrarların bir fayda vermeyeceğini anlayınca ona dedi ki: “Ey Ebû Nasr! Hz. İsa’nın: «Her kim öğrenir, öğrendiğiyle amel eder sonra da bu öğrendiğini başkasına öğretirse melekût âleminde değeri büyük olanlardan biri olarak anılır» sözünü rivayet etmiyor muydun?” Bişr adama: “Ne dedin? Dediğini bana tekrar etsene” deyince, adam bir daha: “Her kim öğrenir, öğrendiğiyle amel eder sonra da bu öğrendiğini başkasına öğretirse melekût âleminde değeri büyük olanlardan biri olarak anılır” dedi. Bunun üzerine Bişr adama: “Doğru söylüyorsun! Bizler amel etmek için öğrendik. Sonra da öğrendiklerimizi başkalarına öğrettik” dedi.

***

Muhammed b. Sehm der ki: Hadis ehli Bişr b. el-Hâris’e: “Bize hadis naklet” deyince, Bişr şu beyti okudu: “Hadisçiler dedikodusu yapılan birgrup oldu şimdi Şüphesiz ki hadisin yüzkarası ehl-i hadistir şimdi.

***

/٨[ -)١٢٩٣٤(

ينفن من يروك لي دنه يئرتي ٧ ضد تر مه

س حمن ا لإيم ان قي هلبه يوث أل أن يفلهز ب حقيمة

Bişr şöyle bir şiir okumuştur:

“Gösteriş olsun diye bana dinini süsleyip sunan kişi Bununla beni kandıramaz ey dininde uyanık olan kişi Oysa kim imanı kalbine işlerse Bu imanın olduğu gibi görünmesi de kaçınılmaz olur”.

Listeye geri dön