Müddeî Ta’n Urma Beni Aşk-ı Ma’şûk Oynatır

1 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

NUTK-İ ŞERÎF

Müddeî ta'n urma beni aşk-ı ma'şûk oynatır
Titretir a'zâlarımı bahr-i cânım oynatır

Neylerem çün düşmüşem bahrine aşkın subh u şâm
Âdetidir mevc-i bahrın gâh çıkarır gâh daldırır

Satvet i ircı'î tablı yetişir rûh sem'ine
Kaldırup cünne-i rûhum ihtiyârsız döndürür

Mâsivâ-yı yâr görünmez aynım oldu çün a'mâ
Kaldırup burkayı yüzden yâr cemâlin gösterir

Resm-i ma'şûk böyle oldu kim bugün âşıklara
Kimin ilter dâra boğar kimin oda yandırır

Düşeli Abdurrahîm-i Tirsî yârın aşkına
İhtiyârsız söyletir gâh ağlatır gâh güldürür

Şeyh Abdurrahîm Tirsî
Kuddise Sırruh
ÎZAH

Tarîk-i Kâdiriyye ricâlinden Eşrefoğlu Rûmî Hazretlerinin halîfelerinden Şeyh Abdurrahîm Tirsî Hazretleri bu nutk-i şerîfinde, tarîkat-ı aliyyeye mahsûs âyin ve zikirlerin mâhiyetinden bî-haber olan bazı kimselerin sırf zâhire bakarak bunlara "raks" ve "oyun" demelerine ve tarîkat ehline bir çok ta'n u teşnîde bulunmalarına karşı söylenmişdir. 

Zikrullah esnâsında dervîşlerin sâbit durmayıp, devamlı sağa sola ve yukarı aşağı hareket etmeleri, dönmeleri, feryâd u figân etmeleri, ilâhiler söylemeleri, kasîdeler okumaları, sayha vurmaları, kendilerinden geçmeleri, coşup taşmaları hep aşk yüzündendir. Aşk-ı ilâhiden bî-behre olanlar, bu zikirleri de böyle zikreden dervîşleri de anlayamazlar, zâhire aldanarak onları oyun oynuyor ya da dans ediyor zannederler. 

Bu nutk-i şerîfde pek güzel teşbîhler vardır. Meselâ zikrullah esnâsında dervîşlerin topluca yaptıkları hareketlerden meydan gelen dalgalanmalar denizin dalgalarına teşbîh edilmişdir. Nasıl ki denize düşen kişi, dalgalarla bir yukarı bir aşağı hareket ederse aşk-ı ilâhî denizine düşenler de yerlerinde duramazlar ve Hakk'ı zikrederek bir aşağı bir yukarı hareket ederler.

Hazret, Hakk'ın "ircı'î/dön" hitâbı ile dervîşlerin dönerek yaptığı zikrullah arasında da pek güzel bir irtibât kurmuşdur. Rûh, bu ilâhî hitâbı işitince gayr-ı ihtiyârî dönmeye başlar. Nasıl dönmesin ki zîrâ hitâb, Allah'ın hitâbı, bu hitâba muhâtab olan rûh da nefha-i ilâhîdir. 

Diğer bir teşbîh âşıkın ma'şûkunu görmesi ile alâkalıdır. Âşık, ma'şûkunu görünce nasıl büyük bir heyecan duyarsa, dervîşler de Hakk'ın tecelliyâtı ile zikredip coşarlar. Âşık, ma'şûkundan ayrılınca nasıl ağlar ve feryâd ederse, dervîşler de firkat acısı ile ağlar ve feryâd ederler.
Listeye geri dön