Muhabbetdeki Beraberlik Sırrı

23 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Resulullah
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allahu Teâlâ Hazretlerine hamd ü senâ ederiz ki, kendi nûrundan habîbi, mergûbu, mahbûbu, mefhar-ı âlem olan rahmeten-lil-âlemîn, peygamberimiz Ahmed, Mahmûd, Hamîd, Hâmid, Muhammed Mustafâ, Müctebâ, Murtezâ sallallahu aleyhi vesellemi halk eyledi. Nûr-i Muhammed'den arşı, kürsü, kalemi, şemsi, kameri, cenneti, hûri ve gılmânı ve vildânı halk eyleyip, nûr-i Muhammedîyi Hazret-i Âdem'in alnına koydu. Âdem aleyhisselâmın halîfetullah olmasına sebeb nûr-i Muhammedîye sâhib olması idi. Allah, Âdem aleyhisselâma esmâsını ta'lîm etdi. "Ve allemel âdeme esmâe küllehâ" âyetiyle beyân olunduğu üzere Hazret-i Âdem'i esmâsını mazhar kılan Allah, Hazret-i Muhammed aleyhisselâmı zâtına mazhar eyledi. Habîb-i Hudâ sallallahu aleyhi veselleme de bizleri ümmet eyledi. Bizleri "فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜ Fe men ya'mel miskâle zerratin hayran yerah" âyetiyle sevindirdi, "وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ve men ya'mel miskâle zerratin şerren yerah" âyetiyle korkutdu. "قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا ۚ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ  Kul yâ ibâdiyellezîne esrefû alâ enfüsihim lâ taknetû min rahmetillah innallahe yağfiruz zünûbe cemîan innehû hüvel gafûrurrahîm" âyetiyle de biz günâhkâr mü'minleri şâd eyledi.

İşte bu nebiyy-i zîşân bizlere "اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ El mer'u me'a men ehabbe /Kim kimi severse onunla berâberdir" müjdesini verdi. O'nu herşeyimizden ziyâde severek, îmânımızı kemâle erdirdik. O'nun ehl-i beytini, ashâbını, ensârını, velîlerini, ulemâsını sevdik ve O'nun yolunda yürüyenlerin hepsini sevdik. Kişi sevdiği ile berâber olduğuna göre bizim de Resûlullah'la berâber olacağımız muhakkakdır. Öyleyse bizim için büyük bir bayram ve sevinç kaynağıdır ki kişi sevdiği ile berâberdir, biz de Resûlullah ile berâberiz.  Esteîzübillah "وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّ۪نَ وَالصِّدّ۪يق۪ينَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَالصَّالِح۪ينَۚ وَحَسُنَ اُو۬لٰٓئِكَ رَف۪يقًاۜ ve men yutı'ır resûle fe ülâike me'allezîne en'amallahu aleyhim minen nebiyyîne vessıddîkine veşşühedâi vessâlihîn ve hasüne ülâike refîkâ". Sadakallahülazîm. Sözümüzün şâhidi ve tanığı da bu âyet-i kerîmedir. Bu âyet, bu âlemde muhabbetle berâber olduğumuz gibi, âhiret âleminde de berâber olacağımıza bizim için bir tanık ve şâhiddir. Elhamdülillah. İşin başı da sonu da muhabbetledir. Her şeyin evveli muhabbetle, nihâyeti yine muhabbetledir.
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön