Muharrem Mâtemi ve Zâlimlere La'net Meselesi

12 Ekim 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Muharrem

Muzaffer Efendi Hazretleri "Muharrem Mâtemi" mes'elesine bakışını, şu hikâye ile beyân buyurmuşlardı : 

HİKÂYE
Vaktiyle yolu Halep şehrine düşen hakîkat ehlinden bir zât, şehir halkının hep berâber ağlaşıp feryâd ettiklerini görmüş. Bu büyük mâtemin ve âh ü zârın sebebini sormuş...Şehir halkından biri kendisine fenâ halde çıkışmış :
Sen nasıl müslümansın be adam! Bugün 10 Muharrem. Bugün Kerbelâ'da başda İmam Hüseyn olmak üzere nice Âl-i Resûl katledildi. Senin bundan haberin yok mu?!...
O zât bu siteme karşılık şu cevâbı vermiş :
Bu söylediğiniz vak'a, bundan yüzlerce sene evvel olmuşdur. Siz bunu yeni öğrendiniz de, şimdi mi feryâd ediyorsunuz? Halbuki o meş'ûm vak'a olalıberi, bizim gözlerimizin yaşı dinmedi. O günden beri yüzlerimiz hiç gülmedi. Zîrâ bu vak'a islâmın sînesinde unutulmaz bir yara açmışdır ve bu yaranın kapanmasına da imkân ve ihtimâl yokdur. Siz, Hazret-i İmâm Hüseyn radıyallahu anh için yalnız Muharrem ayında  gözyaşı döker ve dövünürsünüz ammâ bu mâtemin farkına bile varamazsınız. Bizim ise, bu elîm vak'aya ağlamadığımız hiçbir gün yokdur!...
İşte Efendi Hazretleri de aynen bu hikâyedeki zât gibi, "Şühedâ-yı Kerbelâ" için sadece Muharrem ayında ve belirli günlerde değil her zaman âh u zâr ederek göz yaşı döker ve onlara yapılan zulmü hep hatırlatırlardı...Efendi Hazretlerinin aşağıdaki nutk-i şerîfi de bunun bir ifâdesidir...

Efendi Hazretleri Muharrem ayında "Şühedâ-yı Kerbelâ" için Kur'ân, Zikir ve Mevlid meclisleri tertîb eder, başkalarının tertîb ettiği meclislere gider, mersiyeler okur, okutur, dinlerdi...Bunlarla da yetinmez, her fırsatta Kerbelâ'ya da giderek ziyâretde bulunurdu...

DİLİNİ LA'NET İLE KİRLETECEĞİNE SALÂT U SELÂM İLE SÜSLE!

Efendi Hazretlerinin bu hususdaki bazı nasîhatlarını ve beyânâtını bir de ses kaydı vererek birkaç gün önce "En Büyük Yezid Nefsindir" başlığı ile yayınlamışdık...

Efendi Hazretleri buyurmuşlardı ki :
Ben "ehl-i sünnet ve'l-cemâat"denim..."Ehl-i Sünnet", la'net etmeyi doğru bulmaz...Bu yüzden ben, Yezîd'e dahî la'net okumam, küfretmem...Bir kişiye en ağır hakâretleri de yapsak la'net de okusak bundan bize bir fayda gelmez ama Resûlullah'a ve Ehl-i Beyt'ine salât u selâm okursak, rûhâniyyetleri bizden hoşnûd ve râzı olur...
Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
İmam Hüseyn Efendimizin kâtillerine ve katline sebeb olanlara la'net okuyarak dilimizi kirleteceğimize, Resûl-i Ekrem Efendimize ve O'nun Ehl-i Beytine ve Evlâdına salât okuyarak dilimizi süslemek bizim için çok daha hayırlıdır...
 Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Eğer insan, yapılan zulme tahammül edemeyip de mutlakâ la'net edecek olursa, çirkin çirkin sözler söylemek yerine Allah'ın kitâbı ile, "elâ la'netullahi ale'z-zâlimîn" demelidir...


GEÇMEYİZ

Geçeriz dünyâda cân ü cânândan
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz
Geçeriz ukbâda bâğ-ı cinândan
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Kanar hâlâ kalbimizde bu yara
Hayderîyiz meyletmeyiz ağyâra
Çekseler de bizi sonunda dâra
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Hüseyn bizim cânımız cânânımız
Hasan dahî dînimiz îmânımız
Kırılsak da pîrimiz civânımız
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Genç ihtiyâr ateşe bıraksalar
Boynumuza bukağılar taksalar
Birer birer yakalayıp yaksalar
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Hazret-i Hayder-i Kerrâr başımız
Hüseyn için dökülür gözyaşımız
Bu dünyada kalsa tek yoldaşımız
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Ehl-i Beyt-i Mustafâ'ya fedâyız
Hamdülillah zâlimlerden cüdâyız
Rûz-i mahşer sâhib-i iddiâyız
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Aşkî ağlar şehîd-i Kerbelâ'ya
Gözyaşıyla niyâz eyler Mevlâ'ya
Katlanırız binbir türlü belâya
Kerbelâ'da akan kandan geçmeyiz

Ziynetü'l Kulub, Sayfa 451-452
Listeye geri dön