8 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Yerin göğün sâhibi, bilinen ve bilinmeyen âlemlerin mâliki, Hazret-i Allah, ahkâmı eskimeyecek olan Kur`ân-ı Kerîminde, "قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّى kad eflaha men tezekkâ" buyuruyor. "Kalbini Hakk'dan gayrı şeylerden tathîr eden, temizleyen felah buldu. Zâhirini de şerîat-i garrâ-i Ahmediyyenin nûruyla tathîr eden felâh buldu" buyuruyor.
Burada müjde alıyoruz şimdi. Demek ki Cenâb-ı Hakk'ın emrine imtisâl ederek, oruç tutduk, felâha nâil olduk, necâta nâil olduk, cennete lâyık olduk. Bayram sabahı, câmiye koşarak gelen mü'minleri Cenâb-ı Hakk meleklerine göstrerek, "Ey meleklerim, ben insanoğlunu yaradacağım vakitde, onlar kan döker, kâinâtı fısk u fesada verir demişdiniz. Bak emrimi tutdular, yemediler, içmediler, nefslerini tezkiye etdiler, temizlediler, tathîr etdiler, şimdi koşarak benim mescidlerime geliyorlar, tutdukları orucun, verdikleri sadakâtın, yapdıkları hizmetin mükâfâtını benden isteyecekler, istiyorlar. Zât-ı ulûhiyyetime kasem ederim ki, onları kâffeten âmme affeyledim"
Ey mü'minler! Allah'a inanarak ve Resûlüne gönül vererek ve Hakk'dan sevâb ümîd ederek, Hakk'ın gadabından korkarak oruç tutanlar ve namazlarını kılanlar ve zekâtlarını verenler, bunlar bilmiş olsunlar ki, Bayram sabahı analarından doğduğu gibi olacaklar, hiç günah kalmayacakdır. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem böyle buyurmuşdur.
Hele kalbini sen tezkiye eyle, Allah'ın sevmediği sıfatları kalbinden çıkar ve at. Kalb temiz olmayınca, tecelliyât-ı ilâhî olmaz. Orucun bir fâidesi de, oruçlu kimse tecelliyât-ı ilâhiyyeye mazhar olur. Orucun mükâfâtı Allah'ın cemâlini görmekdir. Bu âlemde onu görmeyen öteki âlemde göremez. Burada kör olan orada kör olur. Baş gözü köründen bahsetmedim, kalb gözü kör olanlardan bahsetdim. Bu âlemde Allah kitâbını işitmeyen sağırlar, duyar sağırlar, orada Hakk'ın kelâmını işitemezler, iltifâtına mazhar olamazlar. Oruç tutdun, aç durdun, bedâva mı zannetdin! Yarın iltifât-ı rabbânî şöyle olacak. "Ey kulum, uzun günlerde, sıcak günlerde, soğuk günlerde, yemeyi içmeyi terketdin, hâlî günlerde, sıkıntı içinde nefsinle mücâdele yapdın, sözümü dinlemişdin, gel şimdi benim soframda yemek ye" diyecek Hazret-i Allah Celle Celâluhû. Cennetin sekiz kapısını açacak, her yere rahmet saçacak, hangi cennetimde istersen orada otur diyecek.Tabi tutmayanlar mahrûm bundan. Bir de tutdu da, gözünü, kulağını, elini, ayağını oruçlu yapmadı, onlara oruç tutdurmadı. Yani diline sâhib olamadı, gözüne sâhib olamadı, harama bakdı. Göz, harama bakmak için halk olunmadı. Göz, Hakk'ı görmek için halk olundu. Göz, ibretli bakmak için halk olundu.Oruç tutan, felâha nâil oldu. Zekâtını veren, felâha nâil oldu. Tesbîhât yapan, felâha nâil oldu. Allah'ı zikreyleyen, felâha nâil oldu. Namaz kılan, terâvihini kılan, felâha nâil oldu. Ve bundan böyle de artık bu güzel Allah'ın sana ikrâm etdiği ibâdet ve tâat nimetini terketme, onlara sırt çevirme. Bu Ramazan senin son cehâlet Ramazan'ın olsun. Tövbende dâim ol ve kâim ol. Ramazan'dan sonra da gene câmiye, Allah'a koş. Allah'a koş! "فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ fe firrû ilallah". Allah'a koş!
www.muzafferozak.com