12 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Topkapı Sarayındaki Mukaddes Emânetler Dâiresi hakkındaki yazımızda ecdâdımızın bu emânetlere ne kadar çok kıymet verdiklerini, Hazret-i Peygamber'in azîz hâtırasına ne kadar tazîm etdiklerini, hürmet gösterdiklerini kısaca beyân etmiş idik. Şimdi de bu emânetlerin teberrük maksadıyla nasıl kullanıldığını târihden birkaç misâl ile beyân etmeye çalışalım.
Sultan I. Ahmed Hân, mübârek günlerde Hırka-i Saâdet'i açdırır, Hırka-i Şerîf'i bizzat eliyle yıkar, Hırka-i Şerîf'in suyunu şişeler doldurtur, bendegânına, devlet erkânına, vezîrlere, şeyhülislama ihsân olarak dağıtırdı. Bu sudan artan kısım, yine şişelere konularak hastalara verilir, hattâ İstanbul'daki yangınları söndürmek için kullanılırdı.
Efendimiz'in yâdigârları teberrüken seferlere de götürülürdü. Meselâ III. Mehmed Eğri Seferi'ne giderken Hazret-i Peygamber'in hırkasını yanında götürmüşdü. Hattâ bu seferde Osmanlı ordusu bozulmaya başlayınca, pâdişah telâşa kapılmış, hemen Hırka-i Şerîf'i eline almış ve Cenâb-ı Hakk'a onunla tevessül etmişdi de bozgun zafere dönmüşdü. Yine Kânûnî Sultan Süleyman Hân, Rodos'u kuşatmaya giderken, Peygamberimizin Sancak-ı Şerîfini yanında götürmüşdü. Sefere giderken Hırka-i Şerîf'i yanında götüren başka pâdişahlar da vardır.
Osmanlı pâdişahları bu emânetlere çok kıymet verirler ve her vesîle ile onlarla teberrük ederlerdi. Meselâ bir padişah tahta çıkdığında, devlet erkânının biât merâsimi Hırka-i Saâdet Dairesinde yapılırdı. Yine padişahların cenâzesi bu dâirenin önünden kaldırılırdı. Her Ramazân-ı Şerîf'de Hırka-i Şerîf ziyârete açılacağı zaman, ziyâret hazırlıklarına ve Mukaddes Emânetler Dâiresinin silinmesi, süpürülmesi, gül suyu ile yıkanması, misk, öd ve anber ile kokulanması işlerine bizzat pâdişah da iştirak ederdi.