10 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Günâh ve ısyân denizlerinde yüzdükleri halde, halka kendilerini sôfî ve dervîş gibi göstermeğe çalışanlar ve zikrullahı gösteriş için yapanlar, zikrullahı hem kendileri küçümsemiş olurlar, hem de diğer dînlere mensûb olanların ve bir takım dar görüşlü kimselerin küçümsemelerine sebeb olmuş olurlar. Evliyâullahın "Taş atan bizden, attıran bizden değildir" sözü bu gibi kişiler için söylenmişdir. Bu yüzden bunların âkıbetlerinden korkulur.Efendi Hazretleri içi dışı farklı olan sahte sôfîler hakkında şu teşbîhi yaparlardı :
İçi pislik dolu bir kabın üzerine "Bu kap temizdir" yazılmış olsa, yazıya mı itibar edilir kabın kendisine mi?Bugün tarîkat-ı aliyyeye mahsûs zikir ve âyinler maalesef bu işlerle hiç alâkası olmayan bir takım menfaatperestlerin eline düşmüşdür. Bunlar, hiçbir alâkaları olmayan tarîkatlere mahsûs kıyâfetlere bürünerek, ma'nâ ve remzlerinden hiç haberdâr olmadıkları âyinleri âdetâ bir folklor ekibi gibi icrâ etmekdedirler. Tek derdleri para ve şöhret olan bu zavallılar, o gösteriden bu gösteriye hiç durmadan koşmakda, koşdukça da Allah'dan uzaklaşmakdadırlar. Zirâ riyâda gizli şirk vardır. Zâhirde şekillerden ibâret olan amellerin rûhu ihlasdır. İhlassız amel, şekilden ibâretdir ve tıpkı cansız bir beden gibidir, hiç bir işe yaramaz. İşin en acı tarafı da, bu sahtekârların çoğunun vaktiyle bu işleri samîmiyyetle yapanlardan öğrenmiş olmalarıdır. Bunların hâli, tıpkı müslümanların arasına karışan bir takım münâfıkların fitne ve fesad çıkarmaları gibidir.