Mürşid Hâdimü'l-Fukarâdır

7 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

İrşad

Büyük mürşidlerimizden Hazret-i Nasûhî bendelerinden birinde gönderdiği bir mektûbunda buyuruyorlar ki :

Bizler hâdimü'l-fukarâyız. Tâlibullah olanların kuluyuz. Tarîkimize hüsn-i i'tikâd edenlerin yoluna bezl-i cân edenlerdeniz. Lehü'ş-şükr, lehü'n-na'mâ.

Yani diyor ki Hazret, "Biz sâliklerin hizmetçisiyiz. Allah'a tâlib olanların kölesiyiz. Yolumuza temiz bir itikâdla bağlananlar için canımızı bile fedâ ederiz".   

Hazret-i Şeyh diğer bir mektûbunda da şöyle buyurmuşdur :

Şeyh hâdimdir, sâlik mahdûmdur. Sâlik ibtidâ hâlinde sultândır, şeyh abddir. İntihâ hâlinde sâlik abd olur, şeyh sultân olur. İkrâmımız intihânıza nazar iledir.

Yani diyor ki Hazret-i Şeyh, "Şeyh hizmetkâr, sâlik kendisine hizmet edilendir. Sâlik, yolun başında efendidir, şeyh onun kölesidir. Nihâyetinde sâlik köle, şeyh efendi olur. Sâliklere ikrâmımız, onların nihâyetine bakdığımız içindir". 

Hazret-i Şeyh bendegânından birine gönderdiği bir mektûbunda bu husûsda şöyle buyuruyor :

Nasûhî azîzin mutlak hizmetini, hizmet-i tarîkat bilesiz. Kırk yıldır, lillâhi'l-hamd, hâdimü'l-fukarâyım Fukarâsız bir lokma yemedim ve nisâba mâlik olmadım. Ma'a-hâzâ kese ile geldi aslâ iddihâr etmedim. Bu pederinizi hizmetkâr-ı tarîkat i'tikâd edesiz.

Büyük mürşidler, kendilerini sâliklerin hizmetkârı olarak görmüşler ve mühürlerinde, imzâlarında, ekseriya "hâdimü'l-fukarâ ve'l-mesâkîn" yâhud "türâb-ı akdâm-ı mesâkîn" ünvanlarını kullanmışlardır. Bunda da şaşılacak bir şey yokdur. Zîrâ Peygamberimiz, "Seyyidü'l-kavmi hâdimühüm" yani "Kavmin efendisi onlara hizmet edendir" buyurmuşlardır. Efendilik, seyyidlik, azîzlik, Hakk yolunun saliklerine hizmetle olur ancak.

Gerçek mürşidlerle sahteleri arasındaki en bâriz farklardan biri de budur. Sahte şeyhler, bendelerini kendilerine hizmet ettirir, onlardan menfaatlenir, onları köle gibi kullanır, istismar eder. Gerçek mürşidler ise, bendelerini menfaatlendirir, onlara hizmetkâr olur, derdlerini dinler, müşkillerini halleder, gönüllerini hoş eder, hâsılı maddî manevî pek çok yardımda bulunur onlara. Sahte mürşid, sâlikin malına tamah eder, ondan ne menfaat elde edebilirim diye bakar. Gerçek mürşid ise, sâliklerine kendi cebinden ikrâm eder, yedirir, içirir, giydirir, hattâ yeri geldiğinde onlara kendi eliyle hizmet eder. Gerçek mürşid, hasta olan bendesini ziyâret eder, şifâsı için duâ eder Allah'a, bir ihtiyâcı varsa gidermeğe çalışır. Kezâ Hakk'a yürüyen bendesinin cenâzesine gider, namazını kılar, kabrine götürür, duâsında bulunur. Hâsılı, gerçek mürşid, iyi günde kötü günde dâimâ bendegânı ile beraber olup, onların hizmetinde bulunur.

Listeye geri dön