Mürşid-i Kâmile Eylersen Hizmet
6 Aralık 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
Tarîk-i Nakşibendiyye ricâlinden Erzurumlu Emrah Hazretlerinin, seyr-i sülûk erbâbı için pek vecîz nasîhatlerle dolu olan bu mürşidâne nutk-i şerîfini* bir lugatçe ve çok özel bir arşiv kaydı ile yayınlıyoruz. Umarız istifâde edersiniz.
NUTK-İ ŞERÎF
Mürşid-i kâmile eylersen hizmet
Mürşid-i kâmile eylersen hizmet
Riyâdan kurtulur alırsın himmet
Kendini bilmezle eyleme ülfet
Ârif ol mekteb-i irfâne yürü
Ehlullah yoludur râh-ı tarîkat
Erişir maksûda edenler hizmet
Azîzim var ise sende bir niyyet
Merd olup bu yolda merdâne yürü
Erer ma'rifete dilleri sâfî
Eğer safdil isen bu sözler kâfî
Dinle sen beyhûde eyleme lâfı
Hemen var gayret-i îmâne yürü
Tarîk-i Sübhân'dan al haberi sen
Şeytâna yüz verme huzûr ararsan
Nefsinle cenk eyle eğer merd isen
İki âlem içre merdâne yürü
Az söyle âlemde olasın irfân
Makbuldür demişler sükût-i insân
Her kîl ü kâle eyleme seyrân
Kûşe-i uzletde bîgâne yürü
Gel özün düşürme belâ-yı nefse
Çalış düşmeyesin safâ-yı nefse
Bunca zamandır uydun hevâ-yı nefse
Biraz da tarîk-i Sübhân'a yürü
Eğer bildin ise derd ü mihnetden
Her yerde dem vurma ilm-i hikmetden
Bir katre getirdim bahr-i ummandan
İçersen zemzem-i peymâne yürü
Nefse tâbi' olup gezme hevâyî
Tevekkül bâbında gözle rızâyı
Evvel kendini bil sonra Hudâ'yı
Cehd edip tarîk-i Sübhân'a yürü
Dinle bu kıssadan hisse al bâri
Takmadan boynuna İblis yuları
Bîçâre taşradan eyleme zârı
Durma gel şu bezm-i cânâne yürü
Deryâ-yı ulûmun bulunmaz dibi
Böyle buyurmuşdur Sultân-ı Nebî
Sîretin pâk ise sûretin gibi
Ol zaman tevhîd-i devrâne yürü
Emrah her kâra eylemez heves
Eğer ârif isen söyle bir nefes
Muhabbet riştesin mâsivâdan kes
Var kendi hâlinde mestâne yürü
LUGATÇE
Himmet : Yardım
Ülfet : Arkadaşlık
Râh : Yol
Ehlullah : Allah dostu, velî
Maksûd: Hedef, gâye
Merdâne: Mertçe, erkekçe
Ma'rifet: Kalbe doğan ilâhi bilgi, irfân
Dil: Gönül
Sâfî: Hâlis
Safdil : Temiz kalbli, saf
Beyhûde : Boşuna
Tarîk-i Sübhân : Allah yolu
Cenk : Savaş
Sükût : Susmak
Kîl ü Kâl : Dedikodu
Kûşe-i Uzlet : Yalnızlık köşesi
Bîgâne : İlgisiz, ilgilenmeyen
Belâ-yı nefs : Nefsin kötülükleri
Safâ-yı nefs : Nefsin rahatı
Hevâ-yı nefs : Nefsin boş arzuları
Mihnet : Üzüntü, keder, elem
Katre : Damla
Bahr-i umman : Okyanus
Peymâne : Kadeh
Cehd etmek : Çalışıp çabalamak
Safdil : Temiz kalbli, saf
Beyhûde : Boşuna
Tarîk-i Sübhân : Allah yolu
Cenk : Savaş
Sükût : Susmak
Kîl ü Kâl : Dedikodu
Kûşe-i Uzlet : Yalnızlık köşesi
Bîgâne : İlgisiz, ilgilenmeyen
Belâ-yı nefs : Nefsin kötülükleri
Safâ-yı nefs : Nefsin rahatı
Hevâ-yı nefs : Nefsin boş arzuları
Mihnet : Üzüntü, keder, elem
Katre : Damla
Bahr-i umman : Okyanus
Peymâne : Kadeh
Cehd etmek : Çalışıp çabalamak
Bîçâre: Çâresiz
Taşra: Dışarı
Zâri eylemek: Ağlamak, inlemek
Bezm-i cânân: Sevgilinin meclisi
Deryâ-yı ulûm: İlimler denizi
Sîret: Ahlâk
Sûret : Görünüş
Tevhîd-i devrân : Zikir yapılan meydan
Kâr : İş
Ârif : Ma'rifet sâhibi, bilen
Rişte : Bağ
Mâsivâ : Allah’dan başka her şey
NAĞME-İ AŞK