Mürşidler Ayna Gibidir

30 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Veli
Evliyâullahdan bir zât, zamânın hükümdârının kendisini ziyâret maksadıyla zâviyesine geldiğini görünce hemen odasına girip yatağına yatmış ve yorganı yüzünü bile kapatacak şekilde üstüne çekmiş. Hükümdâr, zâviyeye girmiş ve şeyh efendinin oğluna babasının nerede olduğunu sormuş, "İçeride yatıyor" cevâbını alınca "Yoksa hasta mı?" diye sormuş. İçeriden konuşmaları duyan veliyullah, oğlunu cevap verme sıkıntısından kurtarmak için şu cevâbı vermiş :
Hayır, hasta filan değilim. Sırf senin yüzünü görmemek için yatağa girip yattım. Belki yattığım odaya da girersin diye her ihtimâle karşı yüzümü de iyice örttüm. Zîrâ sen zâlim hükümdârsın. Sana yaklaşan herkesi, cehennem ateşi kuşatacağı için senden kaçıyorum ve yüzünü bile görmek istemiyorum. Senin yüzünü görmek, cehennem ateşini görmek gibidir.
Hükümdâr bu sözler karşısında donup kalmış, hiç ses çıkaramamış. Bir müddet sonra kendine gelince o veliyyullaha şöyle sormuş :
Peki beni bu duruma ne düşürdü?
O zât içeriden şöyle seslenmiş :
Seni bu hâle, halkın hakkına tecâvüz etmen ve onların malını ve parasını zulmen alman düşürdü.
Hükümdâr, zâlimmiş ama insafsız değilmiş. Hiç hoşuna gitmeyecek olan bu sözlerden gadablanıp da o veliyyulaha bir kötülük yapmamış. Tam aksine, onun sözleriyle hatâsını anlamış, tövbekâr olmuş ve halkdan haksız olarak aldıklarını iâde etmiş, zulmetmeyi bırakmış, memleketine adâlet, halkına da saâdet ve selâmet getirmiş.
Muzaffer Efendi Hazretleri bu hikâyeyi anlattıkdan sonra buyurmuşlardı ki :
Velîler, kâmil mürşidler ve ilmi ile âmil olan gerçek âlimler, tıpkı birer ayna gibidirler. Onlara bakanlar, kendi noksanlarını görürler. Kötü insanların yüzlerindeki kara, bu aynalardan kendilerine akseder. Sen de, yüzündeki karayı gösterdi diye, sakın aynayı kırmaya kalkma! Yüzündeki karayı temizlersen ayna da seni temiz gösterecekdir.
Târih boyunca nice haram yiyen zâlim idâreciler, kabahatlerini söyleyen velîleri ve âlimleri tard etmiş, onlara türlü işkenceler yapmış hattâ öldürmüşlerdir yani kendilerine kendi asıllarını gösteren aynaları kırmışlardır. Bu gibiler, işledikleri günâhlarla ve yaptıkları zulümlerle kararan ve maskaraya dönen suratlarını görmeye tahammül edemedikleri için çâreyi bunları aksettiren aynaları kırmakda bulmuşlardır. Böyle yaparak o maskaralıkdan kurtulacaklarını zannetmişlerdir. Heyhât! Halbuki târihin gerçek aynası aradan asırlar geçtiği halde onların maskara suratlarını hâlâ kâinâta aksettirmekdir. Eğer bu zâlimler o aynaları yüzlerindeki kara lekeyi gösterir göstermez kırmasalardı da kendi yüzlerindeki karaları temizlemeye gayret etselerdi, öldükden sonra da nefretle ve la'netle anılmayacaklardı. İnsan, bu kara lekelerin bir tövbeyle kolayca temizlenebileceğini bilse onu asırlarca taşımaz. Unutulmamalıdır ki bu kara lekeler süsle püsle makyajla filan da kapatılamaz. Ehl-i basîret, o makyajın altındaki çirkinliği derhal farkeder.
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön