28 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük mürşidimiz Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri "قَالَ سَنَشُدُّ عَضُدَكَ بِاَخ۪يكَ وَنَجْعَلُ لَكُمَا سُلْطَانًا فَلَا يَصِلُونَ اِلَيْكُمَا بِاٰيَاتِنَاۚ اَنْتُمَا وَمَنِ اتَّبَعَكُمَا الْغَالِبُونَ" âyet-i celîlesi hakkında buyuruyorlar ki :
Bu âyet-i kerîme Mûsâ âyetidir, ona hitâbdır. Mûsâ ile Hârûn, aleyhimesselâm, Firavun'a ve Kavm-i Kıbtiyye'ye varmasına ve onlara gâlib olmalarına işâretdir. Ve bâtında, rûh ile aklın, Firavun ve nefs bakiyyesi kuvâ-i kâsiyye-i kıbtiyyesine galebesine işâretdir. Ve bu makâmât ve menâzil, insanın cümlesinde mertebesine göre itibâr olunur. Zâhirde ve bâtında a'dâya kahr u galebeye işâretdir. Husûsan zâhirde yâhud bâtında bir mikdar a'dâ hareket etdiğinde nev'an akla ve rûha hâlet ve hayret gelir, "acaba nice olur" deyu. Ol zamanda bu makûle hitâb olur. Cânib-i Hakk'dan hâleti ve hayreti def' için ve tesliyet ve nusret ve feth ve fütûh ile va'd-i cemîl için hitâb olunur. Ve a'dâ da ta'diyesi haddi tecâvüz etse tuğyânda ve isyânda, merhamete ve şefkate istihkâkdan sâkıt olup kahr u kahta mazhar olur da "لَمْ يَكُنْ شَيْـًٔا مَذْكُورًا" olur.
Bu âyet-i celîlede, Mûsâ rûha, Hârûn akla, Firavun nefse, Firavun'un orduları ve adamları nefs-i emmârenin kuvvetlerine işâretdir. Nasıl ki Mûsâ aleyhisselâm yanına Hârûn'u alıp Firavun'la mücâdele etdi ve netîcede O'nu ve kuvvetlerini nasıl târ u mâr etdiyse, nefsini mağlûb etmek isteyen bir kimse de, rûhunu sultân eder ve aklını rûhuna vezîr ederse, nefs-i emmâresi ne kadar kuvvetli olursa olsun, Allah'ın inâyeti ile ona gâlib gelir, nefsinin kuvvetlerini mahveder, onun şerrinden emîn olur. Bu âyet-i celîle bunu müjdelemekdedir.