24 Şubat 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir kardeşimiz sormuş, Hazret-i Musâ Allahu Teâla ile konuşmak için neden Tûr'a gidiyor. Neden olduğu yerden konuşmuyor veya konuşamıyor da Tûr'a gidiyor. Bunun manası var mıdır, varsa nedir acaba?" demiş. Güzel soru değil mi? Herkes soramıyor böyle soruları.
Malûm ya Tûr bir dağdır. Mısır'da Sînâ'da. Ama nerede olduğu çok da önemli değil. Dikkat ederseniz, Resûl-i Ekrem Efendimiz de dağa çıkıyordu, Sevr Dağına, orada inzivâya çekiliyordu. Neden? Halkı terk etmeden Hakk'a vasıl olunmaz da ondan. Sofiler de bunun için halvete girerler, muvakkaten de olsa halkdan uzaklaşırlar, zikrullah ile meşgul olurlar. Tabii mühim olan halk içinde Hakk ile olmakdır ama o dereceye erişebilmek için önce dünyadan ve ehl-i dünyadan uzaklaşmak lazımdır. Ashab-ı Kehf'de de bunun bir misali vardır.
Nasıl ki Efendimiz aleyhi's-salâtü ve's-selâm, nübüvvetini ilân etmeden evvel, dağa çıkdı, orada bir müddet inzivâya çekildi ve bunun netîcesi olarak vahy-i ilâhîye mazhar oldu, Cebrâil geldi kendisine, Allah'ın kelâmını getirdi, biz de eğer dünyâdan ve ehl-i dünyâdan uzaklaşır, zikrullah ile meşgûl olur, gönlümüzden dünyâ sevgisini ve ukbâ alâkasını çıkarırsak, muhabbetullaha nâil olur yani Hakk'ın sevdiği kullar arasına gireriz. Allah'In sevdiği kullar arasına girince de O'nun ilhâmâtına mazhar oluruz.
Bu hadîsin râvîsi, ilk müslümanlardan ve cennetle müjdelenen on kişiden bir olan Sa'd İbni Ebî Vakkâs Hazretleridir. Bu rivâyet, şu hâdise üzerine vâki' olmuşdur. Halîfe seçiminde müslümanlar arasında ihtilaf çıkınca, Sa'd ibn Vakkâs Hazretleri çok üzülmüş ve Medîne-i Münevvere'yi terkedip şehir hâricindeki çiftliğine gitmiş. Orada koyunlarla ve develerle oyalanırken oğlu Ömer’in gelmekde olduğunu görmüş. Onun ne maksadla geldiğini keşfetdiği için, "Şu deve üstündekinin şerrinden Allah’a sığınırım" demiş. Oğlu Ömer gelip de, "Baba, millet Medîne'de iktidar kavgası yaparken, onları bırakıp develerin ve koyunların arasına mı çekildin?" deyince, Hazret-i Sa'd eliyle onun göğsüne vurmuş ve "Sus! Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu işittim" diyerek bu hadîs-i şerîfi nakletmiş.