Mûsâ'da Şerîatin Hızır'da Hakîkatin Gâlib Olması

İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri Tamâmü'l-Feyz adlı eserinde buyuruyor ki :

Bilmez misin ki Mûsâ şerî'at ve hakîkat ehli iken Hızır ise yalnız hakîkat ehli idi. Bu, onun nübüvvetini kabul etmeyenin görüşüne göredir. Mûsâ'nın yaradılışında gâlib olan, şerî'at ve bekâ cânibine meyl iken, ki Hızır’a itirâz etdiği fiillerle ilgili husûslar bu sebeble vâki' olmuşdur, Hızır'ın yaradılışında gâlib olan, hakîkat ve fenâ cânibine meyldir. Bu sebeble kendisine, "هٰذَا فِرَاقُ بَيْن۪ي وَبَيْنِكَۚ hâzâ firâku beynî ve beynik" demişdir. Çünkü ikilik, firâk ve fark âleminde olur, visâl ve cem' âleminde değil. Bu sebeble ikisi her ne kadar şerî'at ve hakîkat ile 'amelde müşterek ve her ikisinin ehli iseler de Mûsâ’nın hâlinde şeriatin, Hızır’ın hâlinde ise hakikatin gâlib olması sebebiyle birbirinden ayrılmışlardır.