4 Aralık 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Müşâhedenin üç mertebesi vardır. Bunlardan birincisi tevhîddir. Yani mezâhir-i âfâk ve enfüsde Hakk'ın zuhûrunu mütâlaa etmekdir ki mertebe-i kalbdir. Hakk'ın zuhûrundan murad, zuhûr-i esmâdır ki müsemmâya dâlldir. Vezîr ve emîr ve defterdâr ve emsâli sultân-ı a'zama dâll oldukları gibi. Biri dahi tecrîddir. Yani âfâka ilifâtı kat' ve enfüse ittisâldir ki, mertebe-i rûhdur. Buna tafsîlden icmâle intikâl derler. Ve biri dahi tefrîddir. Yani enfüse dahi iltifatı kat'dir ki mertebe-i sırrdır. Bu mertebeye Kur`ân derler. Onun için ehl-i sırr olanlar, tilâvet-i Kur`an'a ve hakâyıkını tahrîre meşgûllerdir.Hazret, müşâhede husûsundaki mühim bir inceliği de şöyle beyân etmişlerdir :
"Kâbe kavseyn" mertebesi müşâhede mertebesidir ama bunda ikilik vardır. Zîrâ bu mertebede, hem gören hem de görülen vardır. Bundan daha ileri olan "ev ednâ" mertebesinde ise ikilik yokdur. Gören ve görülen birdir.