Musîbetler Üç Kısımdır

Musîbetler üç kısımdır. Enbiyâya ve ehlullaha isâbet eden musîbetlerde onların derecâtı âlî olur ve gâfillere Allah onları gösterir, "Bak! Bana has olan kullar, nasıl musîbetime tahammül ediyor" diye. Ve yine Allah'a ma'bûdum diyen, Allah'ı sevdim diyen, Allah'dan korkdum diyen kimseye de kendi ittikâsının, kendi muhabbetinin mikdârını gösterir. İmtihan budur. Hani bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuşdur, bismillahirrahmânirrahîm, "وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ ve le neblüvenneküm bi şey’in minel havfi vel cûi ve naksin minel emvâli vel enfüsi ves semerâti ve beşşiris sâbirîn" buyrulmuşdur. Allah herhalde sizi malınızla, canınızla ve evlâdınızla imtihan edecekdir. "ve minel havfi", korkuyla, "ve naksin minel emvâli", elinizden malınızı almakla, "vel enfüsi", sıhhatinizi gidermekle. Allah imtihan ediyor. kulunun ne yapacağını bilmediğinden değil, kuluna öğretmek için, kulunun kendi mikdârını kendine bildirmek yâhud gâfillere ârifleri göstermek için. Onun için enbiyâullaha, Hakk velîlerine isâbet eden musîbetler onların derecâtını âlî kılar. Musîbetler, sulehâ-yı ümmete ve îmânlı olan mü'minlere teveccüh ettiği vakit, sabrettikleri takdirde, onların günâhlarına keffâret olur. Üçüncü bir musîbet isâbet eder ki, bunlar Firavun gibi, Ebu Cehil gibi, Şeddad gibi kâfirlere ve onlara vâris olan kimselere isâbet eder, bunların azâbları ta'cîl olunur.