10 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Müslümânlar kim görmüşdür ‘âşık tevbe ettiğini
Yâ kim işitdi denize od düşüben tüttüğünü
Aşk yoluna girenler bu yoldan dönmez. Ateş suya düşse söner ama aşk ateşini deniz bile söndüremez. Tam tersine aşk ateşi denizleri bile yakar.
Şâhım senin ‘aşkın odu düşdü gönül deryâsına
‘Aceblemen kaynayuban ma‘rifetler bittiğini
Allah aşkı bir gönüle düşerse o gönül tecelliyât-ı ilâhî ile coşar ve o gönülden ma'rifetullah zâhir olur.
Yüz bin ‘Îsâ'yilen Mûsâ ‘aşk ile ser-gerdân gezer
‘Aceblemen beni dahî ‘aşk nehengi yuttuğunu
Her kime aşk-ı ilâhî nasîb olursa o kimse mest ü hayrân olur, aklı başından gider. Böyle Allah âşıkları pek çokdur ama aşkdan nasîbi olmayanlar onların bu hâlini görünce şaşırırlar, akıl erdiremezler, onları deli zannederler.
Yüzgeçlik öğrenemeyen kul girmesin bu denize
‘Aşk denizi derin olur ‘aceblemen battığını
Aşk yoluna girenler, aşkullahın dipsiz deryâsında boğulmayı göze almalıdır. Âşık, ma'şûku için her şeyinden geçer, ma'şûkunda yok bulur. Sôfiyye lisânında buna istiğrak denir.
Sarrâflığı öğrenmeyen bu gevheri boncuk sanır
Varır verir yok nesneye bilmez neye sattığını
Nasıl ki cevherin kıymetini sarraf bilirse aşkın da kıymetini âşıklar bilir. Aşkullahın kıymetini bilmeyenler aşkdan nasîbi olmayanlardır.
Her kim ol dost dîdârını bunda ‘ıyân görmez ise
Yarın ol ser-gerdân geze hîç bilmeye n'ittiğini
Hakk'ı bulmak isteyen bu dünyâda bulmalıdır. Burada bulamayan öbür âlemde de bulamaz. Bu beyt, Sûre-i İsrâ'daki "وَمَن كَانَ فِي هَذِهِ أَعْمَى فَهُوَ فِي الآخِرَةِ أَعْمَى وَأَضَلُّ سَبِيلاً / Ve men kâne fî hâzihî a’mâ fe huve fîl âhırati a’mâ ve edallu sebîlâ" âyet-i kerîmesinin tefsîridir.
Uşda miskîn Yûnus eydür Tapduğ'umuz dost yüzüdür
İnanmayan işbu söze eydebilsin eyttiğini
Aşk-ı ilâhî şerbeti mürşid elinden içilir. Sâlik zâhirde mürşide bağlanmışdır ama hakîkatde Allah'a bağlıdır, mürşid arada bir vâsıtadır. Bu beytin ilk mısra'ında geçen "Tapduğ'umuz dost yüzüdür" cümlesi çifte ma'nâlı olup pek latîfdir zîrâ Yûnus Emre Hazretlerinin mürşidinin adı Tapduk Emre'dir. Bu cümle bir vecihden "Taptığımız Allah'dır" ma'nâsına gelirken diğer tarafdan "Allah'ı mürşidim vâsıtasıyla buldum" demekdir.
Yûnus Emre
Kuddise Sırruh