25 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bugün Kur`ân'ı Kerîm'i bilen, ahkâm-ı Kur`âniyyeyi anlayan bir takım gayr-ı müslimler, onun ahkâmını tatbîk ediyorlar. Bizimkiler yalnız kışırda kalmış, Kur`ân'ı Kerîm'i okuyor, söylüyor, anlatıyor, gene sathında kalıyor, hiç bir menfaat görmüyor. Bakıyorsun herif almış eline Kur`ân'ı, "وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُواْ أَيْدِيَهُمَا ve's-sâriku ve's-sârikatu fakta'û eydiyehümâ" âyet-i kerîmesini okudu okudu okudu, sonra sadakallahü'l-azîm, diyerek kapatıp koydu oraya. Öteki tatbîk ediyor.
Fakîrin görüşüne göre bizde üç yüz dört yüz seneden beri Kur`ân-ı Kerîm okunmamakdadır. "Ama okunuyor Efendi", evet okunuyor ama hâfız okuyor. Birçokları hâfızların sesini dinliyor, mûsıkîyi dinliyor, Kur`ân'ı dinlemiyor, Kur`ân'a âşinâ olmuyor. Onun için hiç bir istifâde edemiyor, kendisine onu tezkire yapamıyor ve onun için böyle geri kalıyor.
Bak şimdi bir misâlini vereceğim, bana hak vereceksiniz. Bir adam, Kur`ân'ı okudu, öpdü başına koydu ama ahkâmını çiğnedi. Okuduğuyla âmil olmazsa, ahkâmını çiğnemiş olur ama o, ahkâmını çiğnediğinin farkında bile değildir. O, kağıdına, harfine hürmet ederek okur ama ahkâmını çiğner. Allah "namaz kıl" diyor, namaz kılmayan bir adam, Kur`ân'ın ahkâmını çiğnemiş olur. Ama "akîmu's-salât" âyetini okuyor, öpüp başına koyuyor filan. Bu adam, namazı kılmadığı vakit, ahkâmı çiğnemiş olur ve Kur`an okumuş olmaz.
Meselâ hırsızlık yapan bir kimse, mahkemeye düşdüğünde, hâkim "niçin yapdın" diye sorunca, "Hâkim Bey, ben kânûnu okudum, hırsızlık yapan hapis cezâsına çarptırılır" dese, cezâdan kurtulabilir mi? Kur`ân'ı okuyup da ahkâmını çiğneyenler de tıpkı bunun gibi mahkeme-i kübrâda, "Ben Kur`ân okudum yâ Rabbi" diyerek yakalarını kurtaramazlar. "Niye âmil olmadın?" diye sorarlar adama. Acaba anlatabildim mi?
İşte bizimkiler aynen böyle yani hem çalıyor hem okuyor. Allah sorduğu vakit, "Ben okudum Kur`ân-ı Kerîm'i" mi diyecek? "Okudun ama âmil olmadın, ahkâmını ayak altı etdin" demezler mi? Âmil olmayınca, okumuş sayılmaz o. Kağıdına, kabına, yazısına hürmet etdiğimiz gibi, Kur'ân'ın ahkâmına da hürmet ve riâyet etmemiz lâzımdır. Ancak o zaman âlî oluruz, o zaman yükseliriz. Yoksa işte böyle olduğumuz yerde kalırız.
www.muzafferozak.com
Bu beyânât, Efendi Hazretlerinin 6 Nisan 1979 târihindeki bir sohbetinden alınmışdır. Ses kaydı maalesef düzeltilemeyecek derecede ârızalı olduğundan ancak bu şekilde yayınlayabildik.