Büyük veliyye Râbiatü'l Adeviyye Hazretleri, halvethâne misâli küçücük bir hânede oturur ve mecbûr kalmadıkça pek hânesinden dışarı çıkmazmış. Tabîatın cûş u hurûşa geldiği, havanın pek latîf ve manzaranın pek güzel olduğu bir ilkbahar günü, O yine halvethânesinde zikrullah ve ibâdet ile meşgûl iken, O'nu ziyârete gelen birisi, "Biraz dışarı çıkıversen de Cenâb-ı Hakk'ın kudretini ve şu emsâlsiz sun'-i ilâhîyi temâşâ eylesen" deyince, Râbia Sultân, "Asıl sen içeri girip de Cenâb-ı Hakk'ın bizzat kendisini temâşâ etsene. Müstağrak-ı zât olan ef'âl ve sıfatı görmez" diye cevap vermiş.